Yöneticilere zor sorular!

Önceki yazımızda çuvaldızı kendimize batırmıştık.

Atanmışlar, seçilmişler az ya da çok başkaları üzerinde karar yetkisi olan herkes, sözümüz size.

Çalışanlarınızın enerjisini mi emiyorsunuz? Yoksa onları motive edip yol mu gösteriyorsunuz?

Sadece koltuk koruma ile mi zaman harcıyorsunuz? Yoksa nasıl daha faydalı olurum diye mi?

Amacınız şirin gözükmek mi? Yoksa topluma faydalı olmak mı?

Amacınız astlarınızı ezmek mi? Yoksa onlardan daha çok fayda sağlamak mı?

Derdiniz adil olmak mı? Yoksa menfaat elde etmek mi?

Faydayı topluma mı sağlamaya çalışıyorsunuz? Yoksa belli çıkar gruplarına mı?

Sizi oraya getirenlere mi diyet borcunuz var? Yoksa gelecek nesillere mi?

Kendinizi kafdağında mı görüyorsunuz? Yoksa büyüdükçe küçülüyor musunuz?

Yetkinizi kullanıyor musunuz? Yoksa kullanmaktan korkuyor musunuz?

Bilgiyi paylaşıyor musunuz? Yoksa saklıyor musunuz?

Gerçekten sorumluluğunuzun farkında mısınız?

Çalışanlarınızın ve toplumun üzerindeki etkileriniz hiç aklınıza geliyor mu?

Aldığınız kararların olumlu olumsuz sonuçları büyük. Bugün aldığınız kararlar geleceği şekillendiriyor. O nedenle doğru kararlar almanız çok önemli.

Özetle yetkilendirildiğiniz kurumların başarısı alacağınız kararların başarısı ile doğru orantılı. Doğru öngörü, doğru strateji ve doğru uygulama olursa ancak toplum başarılı olacak.

Sayın yöneticilerimiz derdi dünya olanın dünya kadar derdi olurmuş.

Dünyayı dert etmeyin.

Yanlışlarınız için basit bahanelerin arkasına da sığınmayın.

Doğruları yapacak cesaretiniz yoksa, hiç bu işlere soyunmayın.

Kerameti kendinden menkul yöneticilerimiz korkmayın! siz olmasanız da işler yürür.