Olay, Kızıltepe ilçesinin kırsal Ayaz Mahallesi’nde, akraba iki aile arasında çözülmeyen bir arazi anlaşmazlığı yüzünden gelişen husumet nedeniyle gerçekleşti. Uzun süre devam eden tartışma ve gerginlik, bölgedeki kanaat önderlerinin araya girmelerine rağmen son bulmadı. İki aile arasında anlaşmazlığın sona ermemesi üzerine, bir aile diğerine, husumetin yaşandığı bahçede pusu kurarak uzun namlulu silahlarla ateş açtı. Yaklaşık bir saat süren saldırı sonucunda, Hacı Şakir Aslan (65) ve Aslan Aslan (50) hayatını kaybetti.
Olayın ardından başlatılan soruşturmada, 36 şüpheliden 18’i tutuklanarak cezaevine gönderildi. Mardin 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde, ‘Tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan açılan davanın ilk duruşması görüldü. Duruşmada, tutuklu sanıklardan A.A., Ş.A., B.A., S.A. ve B.A. duruşma salonuna getirilirken, diğer sanıklar M.A., Ş.A., M.E.A., M.A., A.A., Ö.A., M.A., M.A., H.A., Ş.A., B.A., B.A. ve C.A. ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldılar. Duruşmaya katılmayan tutuksuz 5 sanık ise savunmalarını duruşma salonuna katılmadan yaptı.
Olayın Tanıklarından Anlatımlar
Duruşmada, olaya tanık olan ve şikayetçi olarak katılan Rahime Aslan, eşi Şakir Aslan’ın öldürülmesinin ardından şikayetçi olduğunu belirtti. Olay günü arazilerini temizlemeye giderken, çevredeki bazı evlerin balkonlarında çelik yelekli kişilerin bulunduğunu fark ettiklerini belirten Rahime Aslan, ateş emrinin M.A. tarafından verildiğini iddia etti. “M.A.’nın çocukları, kardeşleri ve kardeşlerinin çocukları, M.A.’ya ‘Kime ateş edelim’ diye sordular. M.A. da ‘Hepsine ateş edin’ dedi. Ellerinde Kalaşnikof tipi silahlar vardı ve ateş etmeye başladılar,” şeklinde olayın detaylarını anlatan Rahime Aslan, eşinin vurulma anını gözleriyle gördüğünü ifade etti.
Bir diğer şikayetçi olan Fatime Aslan, olaydan önce yaşananları anlattı. Mart ayında tarlalarına ilaç attıkları sırada, M.A. ve grubunun onları durdurup, tarlaya gelmeleri durumunda öldüreceklerini söylediğini belirtti. Bu tehdit sonrasında Kızıltepe Jandarma Komutanlığı’na başvurduklarını belirten Fatime Aslan, olayın bu tehditlerin ardından yaşandığını vurguladı.
Sanıkların Savunmaları
Duruşmada savunma yapan sanıklardan M.A., olayla ilgili geçmişte tarlaları yüzünden yaşanan husumeti aktardı. “Ailemiz arasında 70 yıl öncesine dayanan bir husumet vardı. Tarla satışını kabul etmedik, ancak karşı taraf bunu kabul etmedi ve olay büyüdü,” dedi. M.A., olay sırasında hiçbir şekilde silah kullanmadığını ve ateş emri vermediğini savundu. Ayrıca, evinde bulunan silahın başka bir kişi tarafından alınarak havaya ateş açıldığını iddia etti.
Sanıklardan M.A., silah sesleri duyduğunda evinde olduğunu ve dışarı çıkmadığını, bu nedenle kimseyi azmettirmediğini belirtti. Bahçesinde bulunan mermi kovanlarının, başıboş köpeklere ateş ettiği için olabileceğini söyledi.
Avukatın Açıklamaları ve Olayın Boyutu
Şikayetçiler adına konuşan avukat Mehmet Alpaslan, olayda 350'den fazla mermi kovanı bulunduğunu ve çok sayıda kişinin silahla ateş açtığını gösterdiğini belirterek, “Bu durum bir organize suç örgütünün eylemi olduğunu gösteriyor,” dedi. Alpaslan, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını talep etti ve olayın organize şekilde planlandığını belirtti.
Mahkeme Kararı ve Erteleme
Mahkeme heyeti, duruşma sonunda 9 sanığın tahliyesine karar verirken, diğer 9 sanığın tutukluluk hallerinin devamını kararlaştırdı. Ayrıca tahliye edilen sanıklara adli tedbirler uygulanmasına karar verildi. Tutuksuz sanıkların savunmalarının duruşma salonunda alınması için zorla getirme emri çıkarılmasına ve gizli tanığın dinlenmesine karar verildi. Duruşma, 7 Temmuz’a ertelendi.
Bu dava, yalnızca bir arazi anlaşmazlığının sonuçları değil, aynı zamanda bölgedeki uzun süredir devam eden husumetlerin bir yansıması olarak büyük bir dikkat çekmiş durumda. Olayın ardından başlayan bu dava, şiddetin sadece bireysel değil, organize şekilde yapılabildiğini de gözler önüne seriyor.
