Durmaz, yaptığı konuşmada : 

"Sayın Bakanımızın sunumunu okuduğumda çok kıymetli bulduğum bir şeyin altını çizerek tekrarlıyorum. “Gıda meselesi üretim sorunu, millî güvenlik sorunudur.” diyor, buna katılıyorum yürekten.

Ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk 17 Kasım 1937’de şunu söylüyor: “Eğer şeker fabrikalarının sayısını 20’ ye çıkaramaz ve şekeri ekmek kadar kolay alınır hâle getiremezsek gürbüz çocuklara hasret kalacağız. ” Ama gel gör ki son otuz dört yıldan sonra yapılan şeker ithalatıyla bu ülkede şeker fabrikalarını kuran Atatürk, İnönü, Menderes, Demirel, Ecevit, Mesut Yılmaz, Tansu Çiller ve Erbakan'ın kemiklerini sızlattınız. Bu bir günde olan bir şey değildi. Hep böyle cumhuriyetin her biri kalesi olan bu fabrikaları hesapsızca, plansızca satış sonrası bu noktaya geldik ve bakın yanlışlar devam ediyor tarım politikasızlığınız sonucu.

Türkiye Cumhuriyeti'nin yüzde 70 pancar üretimi suyu olmayan Konya havzasında ve etrafındaki illerde üretiliyor arkadaşlar. Bu illerin topraklarının tamamı su fakiri, Konya 'da yaşanan obrukları da hep birlikte görmekteyiz.

İklim Değişikliği Eylem Planı'nda Tarım Bakanlığımız bunun neresin de çok merak etmekteyiz. Bu ülkenin bir bir toprakları maden ruhsatlarına açılırken, verimli tarım arazilerinden aynı şekilde yollar geçirilirken, yapılaşmalar olurken, organize sanayi bölgeleri kurulurken bunları koruması gereken Tarım Bakanlığını gerçekten arar durumdayız. Sayın Bakan akademik olarak da bu işin içerisinden gelen birisi. Sayın Bakanım, köy çocuğuyum, köyleri de geziyorum, Türkiye'nin yaklaşık olarak da 74 vilayetini Parlamentoda bulunduğum süre içerisinde gezdim. Köylerde ki köylünün traktörlerini koyduğu garajlarda ya da vesair yerlerde o kadar çok çürümeye terk edilmiş zirai aletler var ki bildiğiniz gibi değil. Bunların daha fazla çürümeden ekonomiye kazandırılması adı altın da bir projeyle alınıp tarım ekipmanlarının çağdaş ihtiyaçlara cevap verecek, yörede üretilecek ürünlerin de üretimi noktasında katkı sunacak hâle getirilmesi artık bu ülkede kaçınılmazdır.

Tarımı ihmal eden ülke intihar ediyor demektir. “Gelişmiş ülkelerin semalarında ne kadar çok uçağın uçtuğu değil, ne kadar çok arının uçtuğu önemlidir. Eğer arılar ölürse sonraki yıllarda insanlar da ölür. ” diyor Albert Einstein.

Tabii, Tokat Anadolu'nun güzide verimli bir ili, 3 büyük ovası var ama ne yazık ki hiçbir ovasında da ürün planlaması yok Sayın Bakanım. Yılda 1 milyon ton domates üretilen Tokat 'ta, o verimli Kazova 'da her yıl üst üste, münavebeli ekilmesi gereken mısır ekiliyor; Bakanlığınız, bağlı birimler, Ak Parti iktidarı ve ilgilileri seyrediyor. Bu hem yörede belli hastalıkları getiriyor, çok su kullanıldığı için su kaynaklarını verimsiz tüketiyor, çölleşiyor, verimsizleştiriyor, bu kıymetli ovalar büyük ova olmaktan çıkıp gidiyor.

Tabii, maden, yöremizde yine kanayan bir yara. Orman katliamı… Arkadaşlar, dünyada dolar ve euro ucuzken büyük laminant parke ve benzeri kaplama yapan fabrikalar yurt dışından orman emvali alıyor idi. Devlet yurt içinde orman emvali alımı noktasında da bunlara bir avantaj verdi ama ne acı ki şimdi de vicdansızca orman kırımı yapılıyor, kontrolsüz, denetimsiz ve damgaya, ağaca bakılmaksızın.

Tokatlılar Çevre İllere Gitmeyecek Tokatlılar Çevre İllere Gitmeyecek

Bunların da mutlaka önlenmesi gerekiyor ve bunlar sulama ücretleriyle ilgili sorunlar, bunların hepsi biliniyor. Bir an önce havza bazlı ürün planlamasına geçilmesi gerekiyor.

Yandaş firmalara içini boşalttığınız Ziraat Bankasının yeniden kuruluş amacına dönüp bu ülkede çiftçiye üretme noktasına kredi vermesini..

Her köye bir teknik personel, ziraat teknisyeni, ziraat mühendisi veteriner hekim gibi bir çalışma... Yine, çiftçimizin millî gelirden aldığı 211 milyar TL para AK PARTİ hükûmetlerinde duruyor..

Çiftçinin toplam borcu da 186 milyar...Bir defa çiftçiyi toprakla ve üretimle barıştırmayı düşünüyor musunuz?" ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilişim