Yıllar sonra yapılan DNA testlerinde, Y.A. ile anne M.A. ve baba Z.A. arasında biyolojik bağ bulunmadığı ortaya çıktı. Aile, hastanedeki ihmallerin araştırılması ve sorumluların cezalandırılması talebiyle suç duyurusunda bulundu.
Olay, 23 Mart 2007 tarihinde Diyarbakır Kadın Doğum Hastanesi’nde meydana geldi. Z.A. ve M.A. çifti, 650 gram ağırlığında prematüre doğan bebeklerine Y.A. adını verdi. Bebek, yenidoğan yoğun bakım ünitesine alındı ve yaklaşık 2 ay hastanede kaldı. Aile, tedavinin ardından kendilerine teslim edilen bebekle hastaneden ayrıldı.
Ancak ilerleyen yıllarda aile içinde yapılan kan grubu tahlillerinde Y.A.’nın kan grubunun anne ve babasıyla uyuşmadığı fark edildi. Bu şüphe üzerine özel bir klinikte DNA testi yaptırıldı ve aileyle Y.A. arasında biyolojik bağ olmadığı belirlendi. Ailenin talebiyle yapılan Adli Tıp Kurumu incelemesinde de sonuç aynı çıktı; M.A. ve Z.A.'nın Y.A.’nın biyolojik ebeveynleri olmadığı kesinleşti.
Biyolojik Ailenin Bulunması ve Sorumluların Cezalandırılması Talep Edildi
Aile, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda, o tarihte hastanede doğum yapan tüm ailelerin ve ölü doğum bildirimi yapılan bebeklerin kayıtlarının incelenmesi istendi. Y.A.’nın biyolojik ailesinin bulunması talep edilirken, hastanedeki ihmalin ya da olası kasıtlı karışıklığın araştırılması ve sorumlular hakkında kamu davası açılması talep edildi. Olay, hem hukukî hem de insanî yönüyle dikkat çekerken, Y.A.’nın gerçek ailesinin bulunmasına yönelik süreç ise belirsizliğini koruyor. Soruşturma sürüyor.




