Eğitim Bir – Sen Erbaa Şubesi, saat 16.30’da Cumhuriyet Meydanında basın açıklaması düzenledi. Eğitim Bir – Sen Erbaa Şube Başkanı Ömer Çetin tarafından okunan yazılı metinde; sınav mecburiyeti, öğretmenlik meslek kanunu düzenlenmesi, 3600 ek gösterge, promosyon ihalesi, görevde yükselme sınavları, sözleşmeli öğretmenliğe dair konularla ilgili açıklama yapıldı. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;

“Öğretmenlik Meslek Kanunu Yetersiz”

“Değerli eğitim çalışanları ve basınımızın kıymetli temsilcileri…

Eğitim Bir Sen Erbaa temsilciliği olarak; eğitim- öğretimin önemli sorunlarına dikkat çekmek, çözüm önerilerimizi ortaya koymak ve eğitim camiamızın görüşlerini ifade üzere toplanmış bulunuyoruz. Bu vesile ile Basın açıklamamıza katılımınızdan dolayı teşekkür ediyor hepinize hoş geldiniz diyoruz.

Erbaa'da Bugün (25.04.2024) Vefat Edenler Erbaa'da Bugün (25.04.2024) Vefat Edenler

Her eğitim öğretim yılına büyük bir heyecan ve mutlulukla başlayan öğretmenlerimiz bu yıl buruk ve kırgınlar. Moral ve motivasyonları düşük. Yeni eğitim öğretim yılına donanımsal olarak hazır olsalar da arkadaşlarımızın kafalarındaki onlarca soru işaretleri bu hazır olunuşluğa gölge düşürmüştür.

Bugün burada eğitim çalışanlarımızın tüm enerjilerini eğitim öğretime, öğrencilerine verebileceği çalışma ortamını, barış ve huzuru sağlayacak olan bakanlığa ve hükümete sesleniyoruz. Kamuda 1 milyonun üzerindeki istihdam sayısıyla öğretmenlerimiz en büyük çalışan grubunu oluşturmaktadır.

Toplumsal saygınlığı yüksek olan öğretmenlerimizin sorunlarına, yasal dayanak oluşturmak adına 14 Şubat 2022 tarihinde yürürlüğe giren öğretmenlik Meslek Kanunu, sahanın beklentilerinden uzak ve yetersizdir.

Öğretmenlik Meslek Kanunu 2005’ ten beri en önemli sorunlarımızdan biriydi. Kariyer basamakları ile ilgili düzenlemenin anayasa mahkemesince iptal edilmesinden sonra oluşan mağduriyet 17 yıl sürdü.

2022 yılında çıkarılan Öğretmenlik Meslek Kanunu, 17 yıllık mağduriyetlerimizi dikkate almadığı gibi eğitim tarihimizde yaşanan en büyük huzursuzluk ve tartışmalara da kapı aralamıştır.”

“Öğretmenin Değeri Kavramlarla Farklılaştırılıp, Sınavla Ölçülemez”

“Kariyer basamakları diye önümüze konan sınıflandırma; bir yığın eğitim videolarıyla,  hiçbir yaraya merhem olmayacak 600 sayfalık ders içerikleriyle ve sınava dair belirsizlikleriyle öğretmenleri strese sokan bir uygulama olarak ülke gündemine oturdu. Öğretmenlerin uzmanlık ve başöğretmenlik sınavına tabi tutulmaları gerek ülke gündemini gerekse sendikal gündemimizi meşgul etti ve ediyor. Herkes bilmelidir ki öğretmenlerin değeri uzman öğretmen başöğretmen gibi kavramlarla farklılaştırılıp sınavla ölçülemez.

Kanun ve yönetmeliğin çıkma aşamasında ve sonrasında itirazlarımızı çok güçlü bir şekilde ortaya koyduk. Öğretmenlik Meslek Kanunu; kariyer basamakları, 3600 ek gösterge ve aday öğretmenlik dışında hiçbir şey içermemektedir. Sadece bu yönüyle bile dağ fare doğurmuştur.”

Öğretmenlerin İstedikleri

“Gelinen noktada öğretmelerin ortak isteği şudur:

Bu iş sınavla olmaz, sınav iptal edilmelidir. 17 yıldır yeni bir düzenleme yapılmaması dolayısıyla, gün farkıyla sınava giremeyen meslektaşlarımız bugün mesleğinin 27. yılındalar. Dolayısıyla 27. yılında uzman olacak bir öğretmenin başöğretmenlik için 37. yılını beklemesi kabul edilemez. Uzman ve Başöğretmenlik sınavları iptal edilerek öğretmenlere kıdemlerine uygun bir şekilde bu unvanlar verilmelidir.

Eğitim-Bir-Sen olarak;  son iki toplu sözleşmede ortaya koyduğumuz çözüm önerisinin arkasındayız. Sürecin başından beri ifade ettiğimiz 8 yılını dolduran uzman öğretmen,12. yılını dolduranlar da başöğretmen olsun diyoruz…

Kanun bu haliyle çalışma barışını bozacak, eğitim öğretime olumsuz yansıyacaktır. Hükümeti, meclisin açılması ile birlikte yasayı düzenlemeye davet ediyoruz.

60 yıllık hayalimiz olan ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu ‘Öğretmene destek kanunu’ olsun dedik, öğretmenlerin kâbusu olmasın.

Hükümeti sesimizi duymaya, Meclisin açılması ile birlikte yasal düzenleme yapılarak yanlıştan dönmeye çağırıyoruz. Meslek kanunu köstek değil destek kanunu olsun.”

“Promosyon Sözleşmeleri Güncellenmeli”

“Bu yıl önemli sorunlarımızdan birisi de Banka Promosyon Sözleşmeleri. Yüksek enflasyon, özellikle son bir yılda yapılan banka promosyon sözleşmelerini değersiz hale getirmiştir. Kamu görevlilerinin zararı büyüktür. Bankalar promosyon sözleşmelerini güncellemeye yanaşmamakta ve kârlarına kâr eklemeye devam etmektedirler.

Bu zamana kadar promosyon sözleşmelerinin güncellenmesi taleplerimize ret cevabı geldiği gibi feshedilmesi halinde promosyon iadesinde daha fazlasını tazminat olarak talep etmektedirler. Verdiklerini çok kıymetli, ama aldıklarını değersiz gören bankaların bu vurdumduymazlığını bir yere koymak mümkün değildir. Bankalar bu tavırlarına devam ettikleri sürece bu mücadelemizden asla vazgeçmeyecek çalışanlarımızın hakkını sonuna kadar savunacağız.

Hükümete çağrımız nettir. Bu yaşananlara seyirci kalmamalı bankaların sömürü çarkına dur demelidir.

Bankalara son çağrımız şudur: Gelin kamu çalışanlarına kulak verin ve haftaya yapılacak olan banka promosyon ihalesine günün şartlarına uygun olacak tekliflerle gelin.”

“Eğitimde Ayrım Son Bulsun”

“Her eğitim öğretim yılı başında sadece öğretmenlere verilen Eğitim Öğretim tazminatı tüm eğitim çalışanlarını kapsayacak şekilde en az bir maaş tutarında verilmelidir. Eğitim çalışanları bu anlamda bir bütündür. Öğretmen ve diğer çalışanların arasında ayrım son bulsun.

Bilindiği gibi yıllık enflasyon % 80'i aşmıştır. Hissedilen enflasyon ise bunun çok ötesindedir. Bütün bunlara rağmen hükümet öğretmenlere verilen eğitime hazırlık ödeneğinde en ufak bir artış dahi yapmamıştır. Bu durumun kabul edilebilir yanı yoktur. Hükümet eğitim ödeneğinde hem geçmişi telafi etmeli,  hem de 2023 yılı enflasyonunu dikkate almalıdır.

3600 ek gösterge düzenlemesinde önemli eksiklikler var. Biz ek gösterge düzenlemesini toplu sözleşmede karara dönüştürmüştük.

Ek gösterge artışındaki eksiklikler giderilmeli Şef ve Memurlar mağdur edilmemelidir.”

“Kariyer Basamakları Uygulaması Siyasetçilerin Ayrıştırıcı Politikalarına Kurban Edilmemeli”

“Siyasi muhalefetin şirazesi kaymış. Eğitimciler ayrıştırılıyor, değersizleştiriliyor.

Meslek kanunun getirdiği uygulamaya ve sınava karşı çıkmak ne kadar doğalsa; süreci manipüle ederek siyasi çekişme malzemesi hâline getirmek, umut tacirliği yaparak 614 bin öğretmenin elde edeceği bir hakkı kullanılmaz hâle getirmek, belirsizlik ve şüphe tohumları ekerek öğretmenlerin moral ve motivasyonunu bozmak da o kadar art niyetli bir siyasettir.

Haklı itirazları ve beklentileri kendi çürük siyasetlerinin malzemesi yapanlar söylemlerinde ciddi, iyi niyetli ve tutarlı olsaydı, meslek kanununu Anayasa Mahkemesi’ne taşıdıklarında kariyer basamakları sınavını da iptal davası konusu ederlerdi. Siyasilere ve sorumlulara çağrımız, kariyer basamakları uygulaması ve getireceği özlük haklarının sorumsuz, ciddiyetsiz, tutarsız ve istikbali karambollerde arayan siyasetçilerin ayrıştırıcı politikalarına, kurban edilmemesidir.

Bugün sınavı BOYKOT ve sendikalara tepki gösterme çağrısı yapanların, 2008 yılındaki Anayasa Mahkemesi kararı sonrası oluşan mağduriyetlerin, eşitsizliklerin ve adaletsizliklerin giderilmesi konusunda somut bir adım atmamaları, çaba göstermemeleri, Öğretmenlik Meslek Kanunu’na kadar söylem düzeyinde dahi olsa cümle kurmamaları, siyasi tercihlerinden dolayı öğretmenlere hakaret etmeleri, gerçekte sorumsuzluklarının ve güvenilmezliklerinin bir göstergesidir.

Vaatlerin ve kulağa hoş gelen süslü söz ve söylemlerin ardından emek ve emekçi düşmanı gerçek yüzleri görünen, yerel yönetimlerde göreve geldikleri yerde sözleşmeli çalışanların iş akdini feshedenlerin, emekçilerin ekmeğiyle uğraşanların karşısında duranlar olarak, doğruları söylemekten vazgeçmeyeceğiz.

Geleceği kaosa sürüklenmek istenen eğitim çalışanlarının hukukunu korumak için var gücümüzle mücadele ettik, etmeyi de sürdüreceğiz.”

“Sözleşmeli Öğretmenlik Kaldırılsın”

“-Gelir Vergisinde; Kamu Görevlileri İçin Matrah Yükseltilmeli, Oran %15 de Sabitlenmeli, %15’i aşan kısım ya iade edilmeli ya da kesilmemeli. Kamu görevlilerinin gelir vergisi kesintilerinin %15’e sabitlenmesi demek vergi ödemedikleri anlamına gelmiyor. Barınma, yiyecek, eğitim, sağlık ve diğer harcama kalemlerinde artış yaparak, dolaylı vergi ödemesiyle yine telafi edecek ve bu ödemelerle söz konusu kamu maliyesine daha fazla vergi ödeyeceklerdir.

-İlçe Müdürleri ve Şube Müdürlerinin ciddi hak kayıpları vardır. İlçe Müdürleri ve Şube müdürlerinin özlük haklarının bir an önce düzenlenmesi gerekir. Öğretmenken Uzman olan İlçe Müdürleri ve şube müdürleri bu kadrolara geçince uzmanlıkları düşüyor ve ciddi anlamda özlük ve maddi hak kaybına uğruyorlar. İlçe müdürleri ve şube müdürlerinin bu kaybı diğer kalemlerde yapılacak artışlarla telafi edilerek özlük ve maddi hakları yeniden düzenlenmelidir.

"Görev tanımları, görevde yükselme imkânları, ek gösterge hakları olmayan mevcut Yardımcı Hizmetler Sınıfı personelinin Genel İdari hizmetler sınıfına geçirilmesini" istiyoruz.

 MEB- Kurum İdari Kurul (KİK)  görüşmemizde; ısrarlarımızla alınan karar gereği Görevde yükselme ve Unvan değişikliği sınavları bir takvime bağlanarak 2022 yılı içerisinde mutlaka gerçekleştirilmeli ve her yıl düzenli aralıklarla yapılmalıdır.

-Sözleşmeli personel uygulamalarından vazgeçilsin. Kadrolu istihdam kamuda esas alınsın. Sözleşmeli öğretmenlik kaldırılsın, kadrolu istihdam esas olsun diyoruz…

-Sınav esaslı atamalar 76. Madde üzerinden yapılmasın. Yapılanlar iptal edilsin. Sınavla atama yapılsın mülakat kaldırılsın.  Mülakat istemiyoruz.

Eğitim-Bir-Sen olarak, ülkemizin uzun vadeli hedeflerine, ancak sorunlarını aşan bir eğitim sistemiyle erişebileceğine inanıyor; eğitimcilerin beklentilerinin yerine getirilmesinin önemini ifade ediyor, sorunların çözüme kavuşturulacağız bir eğitim-öğretim yılı temenni ediyoruz” ifadeleri kullanıldı.

Editör: TE Bilişim