Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin ardından 20 Şubat'ta Hatay'ın Defne ve Samandağ ilçelerinde yaşanan depremlerle 4 kez bu korkuyu yaşayan Adanalıların, uzmanların 'Adana merkezli deprem' uyarısı nedeniyle tedirginliği sürüyor.

Kahramanmaraş depreminden beri ekibi ile bölgede saha çalışmaları yapan ÇÜ Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ulvi Can Ünlügenç bu uyarıların aksine Adana havzasına doğru gelişen bir stres birikiminin görülmediğini bildirdi. Prof. Dr. Ünlügenç, çalışmalara başladıkları Kahramanmaraş ve Hatay bölgelerinde ciddi yıkımların yanı sıra yüzeyde 3- 3,5 metrelik ötelenmeler, mega boyutlu heyelan gelişimi, sıvılaşma nedeniyle binalarda devrilmeler gözlemlediklerini, ancak Adana bölgesine geldiklerinde diri faylar üzerinde yaptıkları arazi çalışmalarında bu tür sahasal deformasyonların görülmediğini vurguladı.

‘YÜKSEK AÇILI TERS FAYLANMA ENERJİNİN GÜNEYE SALINIMINI ENGELLİYOR’ 

Doğu Anadolu Fay zonunun Çardak Fayı üzerinde meydana gelen depremlerin kuzey kesimlere doğru bir risk oluşturduğunu vurgulayan Ünlügenç, güney kısımda kalan Adana havzasının ise etkilenmeme sebebini şöyle anlattı:

"Kahramanmaraş merkezli 2 büyük depremin ardından 3'üncüsünü de yaşadık. Özellikle 7.8 büyüklüğündeki ilk depremin episantırı Ölü Deniz Fayı üzerinden gelip, Karasu Vadisi içerisinde güney koldan uzanarak Gaziantep'in batı-kuzeybatı taraflarında Sofalıcı civarlarında meydana gelmiştir. Bu deprem, aynı gün 9 saat arayla yaklaşık 100 kilometre kuzey kesimde Elbistan bölgesinde Sürgü-Çardak fayını tetikledi.

Sürgü-Çardak fayı da 7.6 büyüklükte bir depremle bütün bölgede yaklaşık 300- 350 kilometre bir uzantıda Doğu Anadolu Fay zonunun 5 segmentini kırdı. Daha sonra 20 Şubat'ta Antakya Fayı da kırıldıktan sonra Adana bölgesinde, Mersin'de, Antalya'ya kadar olan sahil boyunca bunun etkisini insanlarımız yaşadı ve tabii ki korktular.

Çardak Fayı'nın kırılması sonrasında Göksun taraflarında oldukça fazla sayıda artçı sarsıntılar meydana geldi. O artçıların bulunduğu bölgelerde doğu-batı uzanımlı sol yanal doğrultu atımlı fay, Göksun'un bulunduğu yerde bir bent yaparak güney-güneybatıya doğru dönüş yapıyor.

O dönüş yaptığı bölgelerde de daha güney kesimlerde Kahramanmaraş'ın kuzey-batı tarafına doğru olan kesimlerde bir bindirme zonu bulunmaktadır. O kesimde Anadolu Levhası'nın üzerine yüksek açılı bir ters fay bindirmesi bulunmaktadır. Son günlerde küçük artçılar o büklümün civarlarında yumaklanmakta ve daha fazla güney kesimlere uzanmamaktadır.

Buradaki yaklaşık kuzey-güney uzanımlı yüksek açılı ters faylanmalar ve bindirmeler güney kesimlere doğru stres transferinin salınımını engelliyor olmalı."

Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi'nde Her 9 Öğrenciden Biri Yabancı Uyruklu Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi'nde Her 9 Öğrenciden Biri Yabancı Uyruklu

‘FAYLARDA YÜZEY KIRIKLARINA RASTLANMADI’ 

Adana bölgesinde ilk depremden bugüne kadar pek fazla artçı sarsıntı gözlemlenmediği ve bu yöredeki diri faylar üzerinde yüzey kırıklarına rastlanmadığına işaret eden Ünlügenç, şöyle devam etti:

"Yukarıda Göksun'un döngü yaptığı, büklüm yaptığı yerde Adana bölgesine doğru yönelen ve bizi endişelendiren Savrun Fayı bulunmaktadır. O da en son zamanlarda Saimbeyli tarafında 1.5- 3.2 büyüklükte artçılar oluşturdu.

Bu büyüklükteki artçılar olasıdır ve olağandır. Başka da güneye doğru uzanan bir risk yok. Son yapılan çalışmalarda da özellikle Sürgü-Çardak Fayı'nın doğrultusu boyunca kuzey blokta kuzey-kuzeybatı yönünde yer değiştirme değerlerinin daha yoğun olduğu yapılan çalışmalarla ortaya konmuştur.

Çalışmalarda o stres dağılımının Adana bölgesine pek yayılmadığını görüyoruz. Çünkü Adana havzası güney, güney-doğuya doğru açılan bir havza niteliği taşımaktadır. Ceyhan bölgesinde yapılan gözlemlerde, deprem sonrası orta ve ağır hasarlı binaların bulunmasına-gözlenmesine rağmen, yıkılmalara pek rastlayamadık.

Saha çalışmalarımızda İmamoğlu Fayı ve Ceyhan-Karataş Fayı üzerinde de pek fazla bir yüzey kırığı göremedik. Bölgede pek fazla bir stres birikiminin olmadığını gözlemledik. Yani Adana'ya doğru aktif fay zonlarımız boyunca pek fazla stresin yansımadığı kanısı oluşmuştur. Depremler sonrasında gelişen artçılara baktığımız zaman esas tahribatın sol yanal doğrultu atımlı Doğu Anadolu Fay Zonunun (DAFZ) güney bloğu tarafındaki Arap levhası üzerinde kalan kesimlerinde oluştuğunu ve Doğu Anadolu Fay Zonunun kuzeydoğu kesimlerine doğru aktifliğini arttırdığı dikkat çekmektedir. Bir de Elbistan'dan yukarı kesimlere Malatya-Ovacık Fayı'na doğru artçı sarsıntıların gelişebileceğini belirtmektedir. Malatya-Elazığ-Bingöl'e doğru kesimlerde de dikkatli olunmalı."

Editör: TE Bilişim