Kalemköy Mahallesi’nde toplanan yurttaşlar, “Zeytini işleyen biziz, kömürü çıkaran biziz, zeytin ve madencilik birlikte mümkün” yazılı pankart açtı.
“40 Yıldır Bu Topraklarda Tarım ve Madencilik Birlikte Yürüdü”
Bölge halkı adına açıklamalarda bulunan Karacaağaç Muhtarı Dursun Uysal, Milas'ta madenciliğin ve zeytinciliğin onlarca yıldır yan yana sürdüğünü söyledi. Uysal, dışarıdan yapılan yorumların eksik ve yanıltıcı olduğunu vurgulayarak, “Maden de bizim, zeytin de bizim. Bu iki alan Milas’ta 40 yıldır bir arada yürütülüyor, şimdi de yürütülebilir” dedi.
“Doğa Düşmanı Değiliz, Gerçekleri Biz Biliyoruz”
Son günlerde maden yasası üzerinden yapılan tartışmalara da değinen Uysal, bölge halkının görüşlerinin dikkate alınmadığını belirtti. “Santraller bizim ekmek kapımız. Bizler doğa düşmanı değiliz. Hem zeytinimize sahip çıkıyoruz hem de geçim kaynağımız olan madenciliğe” ifadelerini kullanan Uysal, bazı iddiaların gerçeği yansıtmadığını söyledi.
“Santral çevresinde hava kirliliği var, kanser vakaları arttı, zeytin taşınmaz, 40 köy yok olacak’ deniyor. Hepsi yalan. Biz burada yaşıyoruz, biz gerçeği biliyoruz,” diyen Uysal, Milas’ta hiç kimsenin köyünden ya da evinden edildiğini kabul etmedi.
“40 Köy Yok Olacak Diyen Nerede?”
Uysal, “40 köy madenden dolayı yok olacak” iddiasını da sert bir dille eleştirerek, “Eğer bu doğruysa, bu köylerin muhtarları nerede? Biz 20 köyden buradayız. Böyle bir tehdit söz konusu değil” dedi.
“700 Bin Ağaç Dikildi, Taşınan Zeytinler Ürün Veriyor”
Açıklamalarında taşınan zeytin ağaçlarının verim verdiğini de aktaran Uysal, “Zeytin bizim kültürümüzdür, göz bebeğimizdir. Bugüne kadar nasıl sahiplendiysek bundan sonra da sahip çıkacağız. Ama madencilik de bu bölgenin gerçeğidir” dedi. Maden ve santral alanlarında yaklaşık 700 bin fidan dikildiğini, taşınan zeytinlerin meyve vermeye başladığını da ifade etti.
“Milas’ta Yaşam, Enerji ve Zeytinle Devam Etmeli”
Milas’ın hem yer altı zenginlikleri hem de tarımsal gücüyle Türkiye’ye katkı sunduğunu vurgulayan Uysal, sözlerini şöyle tamamladı:
“Biz bu topraklarda yaşıyoruz, karar verenler gelip bizimle konuşsun. Doğaya saygılı, köylünün hakkını gözeten bir anlayışla bu topraklarda hem tarım hem enerji üretimi yapılabilir. Milas’ın geleceği için birlikte, akılla ve sağduyuyla hareket edelim.”
Bölge halkı, açıklamaların ardından sessizce dağıldı. Tartışmaların sürdüğü süreçte yöre halkı, kendi seslerinin duyulması için mücadele etmeye kararlı olduklarını belirtiyor.
