Buna göre, Türkiye'de ilkokula başlama çağındaki bir bireyin en yüksek eğitim kademesini tamamlayana kadar eğitim hayatında geçirmesi muhtemel süre, 2023 yılında 17,9 yıl oldu.

Bu rakam, bir önceki yıla göre toplamda yüzde 1,3'lük bir düşüş gösterdi. 2021 yılından itibaren görülen bu düşüş, erkeklerde kadınlara oranla daha hızlı seyretti. Muhtemel eğitim süresi erkeklerde 2022 yılına göre yüzde 2,8'lik düşüş ile 17,6 yıl olurken, kadınlarda yüzde 0,3'lük düşüşle 18,1 yıl oldu.

Diğer önemli bulgular ise şöyle:

İlkokul çağındaki bir bireyin ortaöğretimi tamamlayana kadar eğitimde geçirmesi muhtemel süre 12,3 yıl olarak hesaplandı.

Bu düşüşün temel nedenleri arasında, artan mesleki ve teknik eğitime yönelim, yüksek öğretime erişimin artması ve erken yaşta işgücüne katılım gösterilebilir.

Bölgesel farklılıklara bakıldığında, en yüksek muhtemel eğitim süresi 19,3 yılla İstanbul'da, en düşük ise 16,1 yılla Şırnak'ta görülmektedir.

Sonuç olarak, Türkiye'de eğitim sistemindeki iyileşmeler ve yaşanan değişimler nedeniyle, ilkokula başlayan bir bireyin en yüksek eğitim seviyesine ulaşma süresi giderek kısalmaktadır. Ancak bölgesel ve cinsiyete dayalı farklılıkların devam ettiği de gözlemlenmektedir. 

Eğitim Süresindeki Düşüşün Nedenleri

TÜİK verilerine göre, ilkokula başlama çağındaki bir bireyin en yüksek eğitim kademesini tamamlaması için gereken muhtemel eğitim süresindeki düşüşün temel nedenleri arasında şunlar yer alıyor:

Artan mesleki ve teknik eğitime yönelim: Son yıllarda, özellikle ortaöğretim ve yükseköğretim seviyesinde mesleki ve teknik eğitime artan ilgi, eğitim süresinin kısalmasına katkı sağlıyor. Çünkü mesleki ve teknik eğitim programları, genel eğitim programlarına göre daha kısa süreli olabiliyor. 

Yüksek öğretime erişimin artması: Türkiye'de üniversite kontenjanlarının artması ve yükseköğretime erişimin kolaylaşması, daha fazla bireyin yüksek öğrenim görmesine imkan tanıyor. Bu da ortalama eğitim süresini yükseltiyor. 

Erken yaşta işgücüne katılım: Özellikle ekonomik zorluklar nedeniyle, bazı öğrencilerin eğitimlerini yarıda bırakarak erken yaşta iş hayatına atılması, ortalama eğitim süresini düşürücü bir etki yaratıyor. 

Dolayısıyla, Türkiye'de eğitim sistemindeki iyileşmeler ve yapısal değişimler, ilkokula başlayan bir bireyin en yüksek eğitim seviyesine ulaşması için gereken muhtemel süreyi giderek kısaltmaktadır. Ancak bölgesel ve cinsiyete dayalı farklılıklar halen devam etmektedir.

Bölgesel ve Cinsiyete Dayalı Farklılıklar

TÜİK verilerine göre, muhtemel eğitim süresi bölgesel olarak önemli farklılıklar gösteriyor:

En yüksek süre 19,3 yılla İstanbul'da,

Yeni Sezon Heyecanı: İnci Taneleri Dizisi Göcek'te Çekimlere Başlıyor Yeni Sezon Heyecanı: İnci Taneleri Dizisi Göcek'te Çekimlere Başlıyor

En düşük süre ise 16,1 yılla Şırnak'ta kaydedildi.

Bölgeler arasındaki bu farkın temel nedenleri arasında, bölgesel gelişmişlik düzeyi, eğitime erişim imkanları, sosyo-ekonomik koşullar ve kültürel farklılıklar gösterilebilir. 

Cinsiyete dayalı farklılıklara bakıldığında ise:

Erkeklerde muhtemel eğitim süresi 2022 yılına göre yüzde 2,8 azalarak 17,6 yıla geriledi.

Kadınlarda ise yüzde 0,3'lük daha düşük bir azalma ile 18,1 yıl oldu.

Bu farkın arkasında, kız öğrencilerin eğitime erişim ve devamındaki bazı güçlüklerin yanı sıra, erkeklerin daha erken yaşta iş hayatına başlaması gibi etkenler yatıyor olabilir. 

Sonuç olarak, Türkiye genelinde ilkokula başlayan bir bireyin en yüksek eğitim seviyesine ulaşması için gereken muhtemel süre 17,9 yıl olsa da, bölgesel ve cinsiyete dayalı farklılıklar halen devam etmektedir. Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, bu farklılıkların giderilmesi açısından önemli bir hedef olarak öne çıkmaktadır. 

Kaynak: DHA