Ankara 42’nci Asliye Ceza Mahkemesi, söz konusu eylemlerin suçun yasal unsurlarını taşımadığına hükmetti.
NE OLMUŞTU?
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Mükremin Gezgin’in sosyal medya hesabında çocuklara yönelik içeriklerde, “Ben kadınım değil mi?” şeklindeki ifadeleri ve davranışları nedeniyle suç duyurusunda bulunmuştu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianamede, bu içeriklerin çocuklar üzerinde olumsuz etki yaratabileceği, videolarda müstehcen hareketlerin yer aldığı öne sürülmüş ve Gezgin hakkında 3 yıla kadar hapis cezası istenmişti.
Gezgin, ifadesinde bu içeriklerin cinsel çağrışım amacı taşımadığını, takipçilerine yönelik espri ve ironi içerdiğini savunmuştu.
MAHKEME: SUÇUN UNSURLARI YOK
Dava kapsamında savcı, suçun yasal sınırlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraat mütalaası verdi. Mükremin Gezgin ise savunmasında şunları söyledi:
“Ben kendimi kadın olarak hissediyorum, bunu söylediğimde kendimi iyi hissediyorum. Olay günü özellikle planlı bir video çekimi yoktu. Üzerimdeki kıyafet her zaman giydiğim kıyafet. Beraatimi talep ediyorum.”
Avukatı Elif Narin Dursun da söz konusu videoların “sanatsal ve komedi” içeriği taşıdığını savunarak, Huysuz Virjin örneğini hatırlattı ve eylemlerin cinsel saikle değil, mizah amaçlı yapıldığını vurguladı.
SONUÇ: BERAAT
Mahkeme, videoda yer alan davranışların müstehcenlik suçunun yasal tanımıyla örtüşmediğine ve kamu davası açmak için yeterli unsur bulunmadığına karar vererek Mükremin Gezgin hakkında beraat kararı verdi.
Bu karar, sosyal medyada mizah ve ifade özgürlüğü sınırları ile toplumsal hassasiyetler arasındaki çizginin yargı kararlarına nasıl yansıdığı açısından dikkat çekici bir örnek oluşturdu.