Türkiye'de her üç kişiden birinin bu hastalıklar nedeniyle hayatını kaybettiğine dikkat çeken Prof. Dr. Durakoğlugil, bu durumu değiştirebilmenin mümkün olduğunu vurguladı.
“Erken Teşhis ve Sağlıklı Yaşam Tarzı Hayat Kurtarıyor”
Kalp hastalıklarının büyük ölçüde önlenebilir olduğuna dikkat çeken Durakoğlugil, “Kalp ve damar hastalıklarının yaklaşık yüzde 80’i, yaşam tarzındaki değişikliklerle engellenebilir. Günlük tuz tüketimini azaltmak, sigara ve alkolden uzak durmak, her gün yarım saat yürüyüş yapmak ve düzenli doktor kontrollerini aksatmamak bu konuda oldukça etkilidir” dedi.
Hastalığın çoğu zaman belirti göstermeden ilerlediğini söyleyen Durakoğlugil, "Göğüste ağrı, nefes darlığı ya da çarpıntı gibi belirtiler başladığında genellikle hastalık ileri evreye ulaşmıştır. Bu yüzden herhangi bir şikayet olmasa bile özellikle 40 yaş üzeri bireylerin düzenli kalp kontrollerini yaptırması gerekir" diye konuştu.
“Korunma, Küçük Değişimlerle Başlar”
Erken tanının önemine değinen Prof. Dr. Durakoğlugil, kalp sağlığının EKG, efor testi ve ekokardiyografi gibi yöntemlerle yakından izlenebildiğini belirtti. Ailesinde kalp hastalığı öyküsü bulunan bireylerin ise bu testlere daha erken yaşlarda başlaması gerektiğini ifade etti.
Kalp hastalıklarından korunmak için atılacak basit adımların büyük farklar yaratabileceğini söyleyen Prof. Dr. Durakoğlugil, şunları ekledi: “İşlenmiş gıdalardan ve fazla tuzdan uzak durmak, sebze-meyve ağırlıklı beslenmek, her gün tempolu yürüyüş yapmak, sigara ve alkolden kaçınmak kalbi korur. Bunun yanı sıra stres yönetimi ve düzenli uyku da kalp sağlığı açısından büyük önem taşır” ifadeleri kullanıldı.





