Cinayet, 23 Eylül 2024’te Güzelyurt Mahallesi’nde yaşandı. Yunusemre Belediyesi’nde çalışan Gökhan Eller ve güzellik salonu işleten Selda Eller boşanma sürecindeydi. Selda Eller, şiddet gördüğü gerekçesiyle uzaklaştırma kararı aldırmıştı. Karardan kısa süre sonra Selda Eller, Gökhan Eller’i arayarak evden eşyalarını alabileceğini söyledi. Eve giden Gökhan Eller ile Selda Eller arasında çıkan tartışmada, Gökhan Eller oğlunun pantolonuyla eşini boğarak öldürdü. Eller, ardından polis merkezine giderek teslim oldu.
Yargı Süreci ve İndirim Kararı
Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı, Gökhan Eller hakkında “eşe karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi. Ancak mahkeme, sanığa önce bu cezayı verirken, ardından 'haksız tahrik' ve 'iyi hal' indirimi uygulayarak cezayı 20 yıla indirdi.
Tepkiler ve Duruşma Gerginliği

Duruşma sonrası Selda Eller’in ailesi ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu temsilcileri karara tepki gösterdi. Ailenin avukatı Mehmet Arslan, “Her 'iyi hal' indirimi, her 'haksız tahrik' kılıfı yeni cinayetlerin davetiyesidir” diyerek kararın kadınlara yönelik şiddeti teşvik ettiğini söyledi.
Selda Eller’in annesi ve babası da sanığın en ağır cezayı alması gerektiğini vurgularken, çiftin kızı Rabia Nur Eller duruşmada “Babamın en ağır cezayı alması için elimden geleni yapacağım. Annemin arkasında duracağım” dedi. Ancak duruşma sonrası annesinin arkadaşlarıyla arasında çıkan tartışma, kısa süreli gerginliğe yol açtı.
Toplumsal Tepki
Verilen cezanın ardından kamuoyunda da tepki oluştu. Kadın hakları savunucuları, haksız tahrik ve iyi hal indirimlerinin, kadına yönelik şiddet vakalarında caydırıcılığı ortadan kaldırdığını belirterek gerçek adaletin sağlanması çağrısında bulundu.
Kadın Hakları Savunucularından Mesaj
Avukat Arslan’ın ifadesiyle:
"Bu karar sadece Selda'ya değil, tüm kadınlara yönelmiş açık bir tehdittir. Katillerin değil, kadınların özgürce yaşadığı bir ülkeyi hep birlikte kuracağız."
Olayla ilgili tartışmalar sürerken, kamuoyu bu tür cinayetlerde ceza indirimlerinin gözden geçirilmesi ve daha etkin yasal düzenlemelerin yapılması yönünde çağrıda bulunuyor.






