Yola Düşen TIR’ın Şoförüne Yardım Etti Yola Düşen TIR’ın Şoförüne Yardım Etti


“15 Mart 2021 tarihinde ÇED Genel Müdürlüğü Duyurular sayfasında kamuoyuna duyurulan Erbaa Çerkezfındıcak köyü, Rn:2019000569 (Er:3170411) numaralı Saha’da yapılması planlanan maden arama faaliyetine ilişkin yayınlanan proje tanıtım dosyası tarafımızca incelenmiştir.
Tokat İl merkezinde yer aldığı Yeşilırmak Havzası, ülkemizin en önde gelen tarım havzalarından birisidir. Sakarat dağını içine alan bu alan Tektonik hareketlerle oluşan Tokat Yeşilırmak Havzasının merkezinde bir “Çatı Ekosistem”dir. Coğrafik merkezinde yer aldığı Taşova-Turhal-Tokat-Erbaa-Niksar İlçelerinin başta su temini olmak üzere “temel ekosistem servisleri” için ana tedarikçidir. Sakarat dağı ekosisteminin alacağı tahribat kümülatif etkileri bakımından Yeşilırmak havzasını etkileyecektir. İçinde bulunduğumuz Yeşilırmak havzası en büyük 6. Havzamız konumundadır. Bölgenin florasında 916 tür 6 takson tespit edilmiştir. 481 kuş türünün bulunduğu ülkemizde 323 tür kuş deltamızda gözlenmiştir.  Yine ülkemizde bulunan 160 memeli türünün 78’i bu havza da yaşamaktadır. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından 2015 yılı Temmuz ayında Yeşilırmak Peyzaj Atlası adı ile yayınlanan eserde fotoğraf ve koordinatları ile birlikte verilmiştir.
İlçemiz Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ) üzerinde bulunan bir yerleşim yeridir. Kuzey Anadolu Fayı dünyanın en önemli aktif fay zonlarından birisi olup, 1200 km uzunluğunda ve 40 km genişliğindedir.  Erbaa ve civarı birinci derece deprem kuşağında bulunmaktadır ve 1939 Erzincan depreminde son derece etkilenmiş ve 1942 Erbaa depremlerinde yerle bir olmuştur.7.0 büyüklüğündeki deprem ile Erbaa adeta haritadan silinmiştir. Depremde 3000 kişi can verirken 6300 kişi yaralanmıştır. 2295 ev yıkılmış, 4 otel, 4 fırın, 127 dükkân, 8 kahvehane, 13 depo ve belediye binası yerle bir olmuştur. İlçemiz sınırları içinde kalan Sakarat ve Boğalı Yaylaları, Maden arama ve sondaj faaliyetleri Kuzey Anadolu Fay Zonuna ait Esençay Fay Zonunu üzerinde bulunmaktadır. Ayrıca, söz konusu yaylalar 1939 da kırılan Ezinepazarı Fay Zonu ve 1942 de kırılan Niksar -Erbaa Fay Zonuna 5-10 km uzaklıktadır. 
DEPREM FAY RİSK RAPORU HAZIRLANMALI ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ YAPILMALI VE KÜMÜLATİF ETKİLER HESABA KATILMALIDIR.
Üstelik Boğalı ve Sakarat mevkileri ilçemiz su ihtiyacının %70’inı karşılayan alanlardır. İçme suyumuzun doğuş noktalarıdır.  Ovamız su ihtiyacını bu bölgeden gelerek Alacabal mevkiinde toplanan drenajlardan karşılamaktadır. Ayrıca sondaj çalışmalarının yapılmak istenildiği alan Çerkesfındıcak köyünün su kaynaklarını içerisinde barındırmaktadır. Burada açılacak sondajlar su kaynaklarının yönünü nasıl ekilenecek hesaplanmalıdır.
MTA Enstitüsünde görevli Birleşmiş Milletler Ekibinin 1972-1974 yıllarında Kuzey Anadolu'daki yeni maden yataklarının bulunmasına yönelik araştırmalarını kapsayan çalışmalar, Gümüşlük eski madenlik mevkiinde de yapılmıştır.  Erbaa-Kozlu yöresindeki bakır mineralizasyonunun günümüzden yaklaşık olarak 6000 yıl öncesinden tarihî dönemlere değin bilindiği ve buradaki sülfürlü bakır yatağının eski Anadolu madencileri tarafından başarıyla işletilmiş olduğu saptanmıştır. Anadolu'da şimdilik bilinen en eski bakır madenciliğinin yapıldığını tanıtacak nitelikte olduğu kabul edilmektedir. Bu nedenle yalnız Türkiye madencilik tarihi için değil, dünya madencilik tarihine katkısı olan ilginç bir örnektir. Bu bağlamda antik madenin işletildiği alanda bugün bile ekolojik hasarlar devam etmektedir. Gümüşlük Mevki Doç. Dr. Sinan Ünlüsoy’un hazırlamış olduğu rapor ve yüzey araştırmaları  akabinde 160 dönüm alan 1.derece Arkeolojik Sit ilan edilmiştir. 2863 numaralı
 KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KANUNU’na göre: (14/7/2004 – 5226/1 md.)"Kültür varlıkları"; tarih öncesi ve tarihi devirlere ait bilim, kültür, din ve güzel sanatlarla ilgili bulunan veya tarih öncesi ya da tarihi devirlerde sosyal yaşama konu olmuş bilimsel ve kültürel açıdan özgün değer taşıyan yer üstünde, yer altında veya su altındaki bütün taşınır ve taşınmaz varlıklardır. "Tabiat varlıkları"; jeolojik devirlerle, tarih öncesi ve tarihi devirlere ait olup ender bulunmaları veya özellikleri ve güzellikleri bakımından korunması gerekli, yer üstünde, yer altında veya su altında bulunan değerlerdir. Kanuna göre; "Sit"; tarih öncesinden günümüze kadar gelen çeşitli medeniyetlerin ürünü olup, yaşadıkları devirlerin sosyal, ekonomik, mimari ve benzeri özelliklerini yansıtan kent ve kent kalıntıları, kültür varlıklarının yoğun olarak bulunduğu sosyal yaşama konu olmuş veya önemli tarihi hadiselerin cereyan ettiği yerler ve tespiti yapılmış tabiat özellikleri ile korunması gerekli alanlardır. "Korunma alanı"; taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının muhafazaları veya tarihi çevre içinde korunmalarında etkinlik taşıyan korunması zorunlu olan alandır. 
  İlçemizde kaydedilen bu türlerin 11 tanesinin popülasyonu risk grubunda olduğu IUCN kaynaklarından ve Türkiye Kelebekleri Kırmızı Kitabı’ndan tespit edilmiştir. Sakarat mevkii ve çevresi Erbaa’da biyoçeşitlilik açısından en zengin alanlardan biridir. Yapılan gözlemlerde Erbaa’da kaydedilen kelebek türlerinden 116’sından 99’u ve risk grubunda bulunan 11 türün de 10’unun yaşam alanı bu mevkiidir. Kelebek gözlemcisi iki öğretmenimiz Gökhan Sözal ve Lokman Baş tarafından fotoğraflanan kelebeklerimiz Tarım Ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü 11.Bölge müdürlüğü Tokat Şube Müdürlüğü tarafından aralık 2020 yılında “Tokat Kelebekler” adıyla yayınlanan eserde fotoğraf ve  koordinatları ile birlikte  yayınlanmıştır. Burada yapılacak en ufak bir tahribatın bile bu türlerin en yüksek düzeyde olumsuz etkilenmesine sebep olacağı aşikârdır. Ormanların ve toprağın tahrip edilmesi geri dönülmesi mümkün olmayan bir çevresel sorunları da beraberinde getirecektir.
Arama faaliyeti başlatılmak istenilen alan kayın, meşe ve çam ormanları  ile kaplı olup, önemli bir hayvancılık sahasıdır. Dağın habitat ve biyolojik çeşitliliği yüksek olup, endemik türler ve IUCN Kırmızı Listede yer alan türleri barındırmaktadır. Dünyanın corona virüs salgınları ile uğraştığı pandemi döneminde ekolojik dengenin ve su kaynaklarının önemi tüm dünya kamuoyunca kavranmıştır. Uluslar arası yapılan akaemik araştırmalara göre corona virüslerin ekolojik dengenin tahrip edildiği bölgelerde hızla yayılım gösterdiğini açıklamaktadır. İklim değişikliği ve Su fakirliği konularının gündemde olduğu 21.yy’da atılacak işletme adımlarının kümülatif etkileri hesaplanmalı, Gaziosmapaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesinin görüşleri istenmelidir.
Ekonomik yararı sayısal kriterlerle ifade edebilmek mümkün iken, kamu yararı kavramı, genellikle, yasalarla tanımlanmış hak ve çıkarlar gibi zor ölçülebilir ya da ölçülemez normatif kriterler cinsinden ifade edilmektedir. Bu nedenle ekonominin yanı sıra, topluma ve çevreye etkileri açısından da analizler yapılmalıdır. Biz bugün yukarıda sunulan gerekçeler nedeniyle proje tanıtım dosyasının Galata Altın İşletmeleri A:Ş.ne iadesini, ÇED sürecine devam edilmesi durumunda ise bu alanın bir çatı ekosistem içermesi göz önünde bulundurularak etraflı bir Çevresel Etki Değerlendirme raporu hazırlanması için “ ÇED GEREKLİDİR” kararı verilmesini arz ettiğimiz dilekçelerimizi çevre ve şehircilik il müdürlüğümüze teslim ettik.  Biz biliyoruz ki; bizim devlet adamlarımız Fırat’ın kenarında bir kuzuyu kurt kapsa vebali boynumdadır diyen Hz. Ömer’in İslam ahlâkı ile yetişmiş adamlardır. Kelkit vadisi bir tarım cennetidir. Kimyasal madenciliğe uygun olmadığı bilimsel verilerle ortadadır. Bu alanı korumak hepimizin boynunda bir vebaldir. Erbaa sivil toplum örgütleri, tüm siyasi partileri ve halkı ile birlikte tek yürek olarak  Sakarat dağı bir “çatı ekosistem” küresel iklim ve su krizlerinde yaşamı kaynağımızdır diyerek, Sayın Tarım Bakanımız Dr. Bekir Pakdemirli’nin Büyük Ovalara çivi çaktırmıyoruz söylemini sonuna kadar desteklemekte ve Büyük Ovalar’ın madencilik faaliyetlerinden alacağı hasar’ın hesaplanmasını talep etmektedir”denildi.

Editör: TE Bilişim