Düzce'de yolcu otobüsü, bariyerlere çarptı; 17 yaralı Düzce'de yolcu otobüsü, bariyerlere çarptı; 17 yaralı

Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler nedeniyle Adana’da 13 bina yıkıldı, 418 kişi de hayatını kaybetti. Binlerce binanın az ve orta hasarlı olduğu kentte şu ana kadar yapılan incelemelerde, 200 binanın ağır hasarlı olduğu saptandı. 11 ili etkileyen depremlerle ilgili değerlendirmelerde bulunan Adana Müteahhitler Birliği Başkanı Haydar Çakıroğlu ise kentte 1999 yılından önce inşa edilen binaların 3’üncü derece deprem bölgesi statüsünde yapıldığını söyledi. Müteahhitlerin 1999'dan önce kanuna göre iş yaptığını ve tek suçlunun onlar olmadığını kaydeden Çakıroğlu, ruhsat veren yerel yönetimlerin de sorumlu olduğunu dile getirdi. Müteahhitlerin organizatör konumunda olduğunu ve yapı malzemeleriyle işçiliği buluşturduğunu anlatan Çakıroğlu, "Adana 3’üncü sınıf deprem bölgesiydi. Osmaniye ise 2’nci dereceydi. Osmaniye’de yaptığınız projeyi daha sağlam yapacaktınız, Adana’da ise daha esnek yapılacaktı. 3’üncü sınıf olan deprem bölgesi 2018 yılında 2’nci sınıf deprem bölgesi olarak değiştirildi. Bir kolonun 30 demiri olacaksa daha önceki deprem yönetmenliğinde 20 tane demir koyabilirsin, diyorlardı. 2018 yılında ise çıkan yasayla birlikte ‘Hem 30 demir koyacaksın hem de bu demirler tırtıklı olacak’ denildi. 1999 yılından önce yapılmış bütün binalar 3’üncü sınıf deprem bölgesine göre yapıldı ve dayanıma az olan binalardı. Bu binaları yapanların kabahati sorgulanabilir mi? Bize göre, hayır. Bu kadar dayanıksız betonlarla bu inşaatlar yapıldı. O zamanki şartlar böyleydi. 1999 yılı öncesi böyle binalar yapılmasına rağmen depremde diğer illere göre en az hasarla atlatmışız" dedi. 

‘2001'DEN ÖNCE YAPILAN BİNALAR NE OLACAK?’

'Yapı Denetim Kanunu'nun ise 2001 yılında yürürlüğe girdiğini ve bu tarihten önce yapılan binaların denetim görmediğini belirten Çakıroğlu, "2001 yılından sonra denetimler başladı. Hazır beton kullanımı ise 2004 yılında zorunlu hale getirildi. Biz ve bütün müteahhitler hazır beton olmadan önce Salbaş Mahallesi’ndeki ocaktan çakıl ve kumu çıkarıldığı gibi alıyorduk. Betoncuda bir miktar su katıyordu, biraz cıvık olsun da rahat işlensin, diye. Halbuki beton ne kadar koyu olursa donduktan sonra o kadar sağlam olurdu. 6 torbada çimento atıp döküyorduk yani 2001 yılından önce yapılan binaların durumu ne olacak?” diye konuştu.

Editör: TE Bilişim