AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 60 günde yapımı tamamlanan Defne Devlet Hastanesi’nin açılışı için Hatay’a geldi. Erdoğan ilk olarak Antakya 2’nci Etap Konya Konteyner Kent’inde düzenlenen halk buluşmasına katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da eşlik etti.

Burada konuşan Bahçeli, deprem felaketinde 50 bini aşkın kişinin hayatını kaybettiğini, 100 bini aşkın kişinin de yaralandığını hatırlattı. Bahçeli, "Aziz Hataylılar. Hayırlı bir adım attınız. Fedakarlığın üzerine umutla geleceği inşa etmeye gayret gösterdiniz. Yeni bir Türkiye dediniz. Yeni bir hayat dediniz. Yeni bir istikbal, istiklal dediniz. O sebepten dolayı da 14 Mayıs günü yasal yapılması gereken bir seçim sürecini de bu hüzünlü, acılı dönem içerisinde hayata geçirdiniz. 14 Mayıs günü yapılmış olan seçimlerde milletimiz bir, 'Yalana, dolana hayır' dedi. İki, milletimiz, 'Parlamenter sistem çürümüş bir sistemdir, dönüşü olmaz' dedi. 3'üncü olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin devamı, ülkemizin lider ülke, yeni yüzyıl Türkiyesi'ni inşa etmek için gereklidir dedi ve büyük bir farkla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı, başarılı kıldı" dedi.

'TBMM'DE DENGE SAĞLANDI'

Cumhur İttifakı'nı oluşturan partilerin 300'ü aşkın milletvekiliyle büyük bir denge ve gözetimi TBMM'de sağladığını kaydeden Bahçeli, "Şimdi bu sağlanmış olan denge ve gözetimi devam ettirmek için bir konunun daha başarılı olması lazım. Yasamada bu başarı sağlanmışsa, yürütme de başarılı olmak lazım. Yürütmedeki başarı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni devam ettirmek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı da 13'üncü Cumhurbaşkanı yapmaktır. O sebepten dolayı 28 Mayıs günü yapılacak olan seçimler sadece ve sadece Cumhurbaşkanı seçimini sağlamakla kalmayacak, istikrar, istiklal ve istikbal dediğimiz 3 değer kavramı milletçe benimseyerek Türk milletini yeni bir yüzyıla hayata geçirebilecek başarıyı sağlamak içindir" diye konuştu.

'28 MAYIS'TA HATAY'DA YÜZ'

Bahçeli, uluslararası bazı yayınları da eleştirerek şunları söyledi:

"Bütün dünyaya sesleniyorum ve diyorum ki Amerika'nın çocukları Hans'lar, Almanya'nın çocukları Toni'ler, Coni'ler, Frank'lar, Henri'ler. Alayınıza birden sesleniyorum, ne yazarsanız yazın, ne söylerseniz söyleyin, Türkiye'de kiminle iş birliği, ağız birliği yaparsanız yapınız, Anadolu'nun yiğidi sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı biz size ezdirmeyiz. Tekrar, Cumhurbaşkanı olması için 28 Mayıs günü büyük bir zaferle 13'üncü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı cumhurbaşkanı yapmak suretiyle Amerika'ya, Avrupa'nın bazı ülkelerine, orada Türk asıllıyım diye geçinip Almanya'ya, Belçika'ya hizmet eden alçaklara milletin bir cevabı olsun. Türkiye'de iş birliği yapanlara yine milletin bir cevabı olsun ve bunu başarabilmek için de seçime gitmek, seçimde çoğunlukla 2 adaydan tek aday olarak gönlümüzde yatan Recep Tayyip Erdoğan'a mührümüzü vura vura ses getirmektir. Bunu yapacak mısınız? Yapabilir miyiz? Sandığa gider miyiz? Mührü alıp, 'Recep, Recep' diyebilir miyiz? Dünyaya ses vermek, Türkiye'nin birliği, dirliği hakkında kararlı bir duruşu, seslenişi duyurabilmek ve gösterebilmek açısından bir şey daha yapmamız lazım. Bizim Adana'da geçmişten beri kullanılan bir şey var. Kendi aralarında konuşurken bazı kavramlarla güçlerini, cesaretlerini ortaya koymak için bunu söylerler. 1'incisi, karada yüz. 2'ncisi, havada yüz. 3'üncüsü, denizde yüz. O zaman şimdi Hatay'dan sesleniyorum. 28 Mayıs'ta Hatay'da yüz. O zaman her Hataylı, yüzüncü yüzyılı 100 oyla karşılayıp, 100'ü bulmak için çaba gösterecek midir? Bunu başaracak mısınız?"

‘PEK ÇOK ZORLUĞA RAĞMEN İRADENİZE, İSTİKBALİNİZE SAHİP ÇIKTINIZ’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise “Siyasi tercihi ne olursa olsun, tüm Hataylı vatandaşlarıma, 14 Mayıs seçimleri dolayısıyla teşekkür ediyorum. Sizler pek çok zorluğa rağmen, iradenize, istikbalinize sahip çıktınız. Sizler, depremin yol açtığı onca yıkıma rağmen, hayata yeniden sarıldınız. Sizler, kendi dipsiz karanlıklarına, milletimizi de sürüklemek isteyen koltuk sevdalılarına prim vermediniz. Sizler, insanımızı Kürt, Türk, Nusayri, Sünni diyerek bölmeye çalışan, fitne tüccarlarının oyunlarına gelmediniz. Sizler, milletimizin ebedi, ezeli kardeşliğine asla leke sürmediniz. Rabbim, hepinizden, tüm Hatay halkından razı olsun. 14 Mayıs’ta kararını, şahsımızdan ve Cumhur İttifakı’ndan yana kullanan kardeşlerime, özellikle, bir kez daha diğer siyasi partilere oy veren vatandaşlarıma da en kalbi şükranlarımı iletiyorum. Bizim için elbette sizin oyunuzu almak önemlidir. Bizim için elbette sizin teveccühünüze mazhar olmak önemlidir. Hatay’ın daha 3 ay önce yaşadığı büyük bir afetin ardından sandığa gitmesi, tercihini demokratik yollarla göstermesi çok daha önemlidir. Çok az bir farkla da olsa sandıktan çıkan iradenin başımızın üstünde yeri vardır” dedi.

‘DAİMA KARDEŞLİĞİN DİLİYLE KONUŞTUK’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bütün olumsuzluklara rağmen alanda 30 bin kişinin olduğunu belirterek, “Biz, 40 yıllık siyasi hayatımızda milletle inatlaşanlardan asla olmadık. Hatay’da benim çok mitinglerim oldu. Tüm bu mitinglerde bazı zamanlar oldu 100 bin kişiyle Hatay’da miting yaptım. 80 bin kişiyle miting yaptım. Şimdi bu depreme rağmen gümbür gümbür benim Hataylı kardeşlerim buraya toplandığına göre demek ki kalpten kalbe bir yol var. 21 yıllık iktidarlarımız döneminde millete tepeden bakanlardan olmadık. Hepsini de zaferle kazandığımız 15 seçimin hiçbirinin ardından insanımızı tehdit etmedik, tahkir etmedik. Ayıranlardan, ayrıştıranlardan değil, hep şu anda olduğu gibi birleştirenlerden, 85 milyonun tamamını kucaklaştıranlardan olduk. Nefretin, kinin ve öfkenin diliyle değil, daima kardeşliğin diliyle konuştuk. Bugün de aynısını yapıyoruz. Bugün de sandıkta tecelli eden iradeye böyle yaklaşıyoruz. CHP Genel Başkanı ve onun ardından gidenler gibi milleti suçlamıyoruz. CHP zihniyetinin temsilcileri gibi insanımızı izan ve itham etmiyoruz. Biz kimseyi tercihlerinden ötürü aşağılamıyor, hor, hakir görmüyoruz. Hele hele depremde yakınlarını kaybetmiş kardeşlerime, siyasi tercihlerinden dolayı ayrımcılık yapmak, onları kaldıkları yerlerden kapı dışarı etmek aklımızın köşesinden bile geçmez. Bugüne kadar olduğu gibi yine aziz milletimizin iradesine saygı göstererek, ülkeye ve millete hizmet yolculuğumuza devam ediyoruz. Kabahati seçmende aramak yerine kendimizi sorguluyoruz. Millete parmak sallamak yerine kendi içimize bakıyor, nerede eksiğimiz, hatamız, kusurumuz varsa onu düzeltmeye çalışıyoruz. İnşallah bundan sonra da bu şekilde hareket etmeyi sürdüreceğiz. Biz sizi seviyoruz. Biz size inanıyoruz ve 28’inde sandıkları patlatmaya var mıyız? Ben size inanıyorum. Size güveniyorum ve sandıkları patlatacağınıza da inanıyorum.  Bu yolda hep beraber nasıl bugüne kadar geldiysek bundan sonra da beraber yürüyeceğimize inanıyorum. Gönüller kazanmak, bir insana daha ulaşıp saflarımıza katmak için koşturacağız” ifadelerini kullandı.

‘DEPREMZEDELERİ BİR AN OLSUN YALNIZ BIRAKMADIK’

6 Şubat’ta ülkenin ve insanlık tarihinin en yıkıcı felaketlerinden birinin yaşandığını hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Gerek deprem alanının büyüklüğü gerekse çetin hava şartları sebebiyle ilk günlerde bazı zorluklarla karşılaşsak da kısa sürede toparlandık. Devletimizin ve milletimizin tüm imkanlarını deprem bölgesi için seferber ettik. Ne diyorlardı televizyonlarda? ‘Bir daha size yardım mı? Size bir daha yardım falan göndermeyeceğiz’ Kim diyor bunu? CHP’nin trolleri. Ben de diyorum ki bunlar ne derse desin, devletimiz burada, AFAD’ımız burada. Kızılay’ımız burada. Bizler kalıcı konutlardan tutunuz, bütün konteynerlere varıncaya kadar, işte buyur bakın, kim var? Konya Belediyemiz var. Konya Belediyemiz el salladı mı? Parmak salladı mı? Tam aksine, dedik ki sizi oraya kardeş yaptık ve onlar da kardeşlerinin yanına geldiler. Konya belediyemize çok teşekkür ediyorum. Burada adımlarını attılar. AFAD aynı şekilde burada seferberliğini yaptı. O da burada aç, açık kimseyi bırakmadı. Arama kurtarma yardım, destek, yeniden inşa çalışmalarımızla depremzedeleri bir an olsun yalnız bırakmadık. Bakanlarımız haftalar boyunca bu sahadan ayrılmadılar. Milletvekillerimiz, kurum yöneticilerimiz, belediye başkanlarımız, 7/24 esasına göre çalıştılar. Sivil toplum kuruluşlarımız, hayırseverlerimiz ve gönüllülerimiz geniş bir yelpazede yürüttükleri faaliyeti ile depremzedelerimize yardımcı oldular. Asrın felaketi karşısında asrın dayanışmasını sergileyerek hamdolsun yaralarımızı süratle sarmaya başladık."

‘BİZ, ARAZİ ADAMIYIZ ARAZİ’

60 günde yapımı tamamlanan Defne Hastanesi’ni muhalefetin eleştirdiğini söyleyen Erdoğan, şunları söyledi:

"Bakınız bu hastanenin temelini attığımız zaman muhalefet ne dedi? ‘3 ayda hastane mi yapılırmış?’ dedi. Bunlar zavallı. Biz Covid döneminde İstanbul’da Atatürk Havalimanı’nda 3 ayda bin 6 odalı Murat Dilmener Hastanesi’ni yaptık. Aynısını Anadolu Yakası’nda Pakize Öz Hastanesi’ni yaptık. Ameliyathane sayıları buradan çok daha büyüktü. Biz işte orada kendimizi ispatladık. Biz, arazi adamıyız arazi. Biz çalışarak geliyoruz. Üreterek geliyoruz. Şimdi '3 ayda bu nasıl olur?' diyenler ya sizin hayatınızda bir eser var mı? Bir hizmet var mı? Yok. Ziya Paşa ne diyor? ‘Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri’ Yahu sizin ne semeriniz var ne eseriniz var. Onun için sadece arama kurtarma ekibi olarak 35 bini aşkın personel bölgede bilfiil görev yaptı. Şu anda Defne Hastanesi’nin açılışını yapacağız ve burada bir şeyi çok açık net konuşacağım. Herhangi bir sıkıntım olduğu için değil ama bir gerçeği ortaya koymak için. Şimdi, Defne’de Tayyip Erdoğan’a verilen oy, yüzde 8,5 Peki, bay bay Kemal’e verilen; 90,5. 8,5 nere, 90,5 nere? Biz, burada mezhebi bir ayrım var diye bu yatırımı yapmıyoruz. Burada bir deprem yaşadık. Dolayısıyla ‘Bu ülkenin Cumhurbaşkanı eğer bensem, orada yaşayan insan olduğuna göre biz bu yatırımı yapmak zorundayız’ dedik ve talimatı verdik. Çünkü biz yaradılanı yaratandan ötürü sevdik. Ayrım yapmadık. Bundan sonra da yapmayacağız. Tayyip Erdoğan böyle tanındı, böyle tanınacak. Bunun aksini ispat mümkün değil."

‘ARKADAŞLARIMIZ REKLAM YAPMADILAR. ŞOV PEŞİNDE KOŞMADILAR’

Hatay’da deprem bölgelerinde 650 bin görevli ve gönüllünün canla, başla hizmet ettiğini kaydeden Erdoğan, “Asya’dan Afrika’ya, Avrupa’dan Türk cumhuriyetlerine, gönül coğrafyamızdaki yüz milyonlarca kardeşlerimizin duasını, desteğini hep yanımızda hissettik. Daha önce hiçbir karşılık beklemeden imdadına koştuğumuz kim varsa, 6 Şubat depremlerinden sonra hemen hepsi milletimizin yanında oldu. Biz de bu süreçte depremzedelerimizi hiçbir zaman yalnız bırakmadık. Depremden hemen sonra zaten şehirlerimizi tek tek ziyaret etmiştik. Cumhur İttifakı olarak. Ramazan boyunca da iftarlarımızı deprem bölgesinde ve diğer şehirlerimizde depremzedelerimizle birlikte yaptık. Yapımı tamamlanan köy evlerinin bir kısmının teslimatını gerçekleştirerek Cumhur İttifakı olarak bu teslimatı birlikte yaptık ve depremzedelerimizin bayram sevincini paylaştık. Kampanya döneminde bir gözümüz ve kulağımız hep buradaydı. Arkadaşlarımızdan bilgi aldık, gerekli talimatları verdik. Atılan her adımı, yapılan her işi, karşılaşılan her sorunu bizzat takip ettik. Depremde en çok yıkıma uğrayan Hatay’ı az önce söylediğim gibi Konya’ya zimmetlemiştik. Konya Büyükşehir Belediyemiz ve diğer belediyelerimiz burada gerçekten fedakarca çalıştılar. Sağ olsunlar. Belediyelerimiz altyapıdan üstyapıya, aşevlerinden çadır ve konteyner kent kurulumuna kadar her ihtiyacınızda sizlere destek verdiler. Arkadaşlarımız reklam yapmadılar. Şov peşinde koşmadılar. Başkaları gibi buralara poz vermeye, yıkıntılar önünde siyasi nutuk atmaya gelmediler. Sadece, halkın ve hakkın rızasını gözeterek sağ elin verdiğini sol ele duyurmadan gece gündüz koşturdular. Rabbim hepsinden razı olsun” dedi.

‘NE SÖZ VERDİYSEK TEK TEK YERİNE GETİRİYORUZ’

Geçici ve kalıcı barınma alanlarıyla ilgili konuşan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Geçici barınma alanlarının kurulması, hayata tutunmaya çalışan depremzedelerimiz için kritik öneme sahipti. Bunun için söz verdiğimiz üzere bölgede 905 bini aşkın çadırın ve 112 binden fazla konteynerin kurulumunu gerçekleştirdik. Geçici barınma merkezleriyle 13 bine yakın işyerimizi de faaliyete geçirdik. Afetten sadece 15 gün sonra konutların inşası için ilk kazmayı vurmuştuk. Şu anda kalıcı konutların inşaatı devam ediyor. İnşallah bunları da eylül-ekime kadar bitirmenin gayreti içerisindeyiz. Bu arada, Antakya Küçük Sanayi Sitesi’ni yeniden inşa edip orayı da ayağa kaldıracağız. Bu konuda inşallah bu beklenti içerisinde olanlar herhangi bir endişe taşımasınlar. Ülkemiz genelinde 130 bin konut, 36 bin köy evi, 5 bin ahır olmak üzere 171 bini aşkın bağımsız bölümün inşa sürecini başlattık. Bu kapsamda, Hatay’da 27 bin konutun, 7 bine yakın köy evinin ve 700’e yakın ahırın yapımına başlandı. İnşallah şehrimizde 34 bini köy evi olmak üzere toplam 251 bine yakın afet konutu inşa edeceğiz. Muhalefetin diline doladığı, Defne Hastanemizi de bugün inşallah açıyoruz. Ne söz verdiysek hamdolsun tek tek yerine getiriyoruz. Hatay ile birlikte diğer deprem illerimize de mahcup olmayacağız. Sadece evi yıkılan, ağır hasarlı yıkılacak vatandaşlarımız için değil, evi orta hasarlı olan vatandaşlarımız için de yeni konutlar yapacağız. Amacımız 319 bini ilk 1 yıl içinde olmak üzere toplam 650 bin konutu tamamlayıp hak sahiplerine teslim etmek olacaktır. Destek ve dualarınızla inşallah sizleri yeni yuvalarınıza kavuşturacağız."

'SİZLERDEN GAYRET İSTİYORUM'

Millet İttifakı'nı eleştiren Erdoğan şöyle devam etti:

"Bunlar talimatı nereden alıyor? Kandil'den alıyor. Teröristlerden alıyor. Teröristlerle el ele kol kola dolaşan bir bay bay Kemal var mı? Kardeşlerim, bu teröristlerle el ele, kol kola dolaşanlardan benim ülkeme fayda olur mu? Öyleyse, 28 Mayıs’ta bunlara gereken dersi, gereken cevabı vermek için şu 1 hafta durmadan, usanmadan çalışıyor muyuz? Hatay’dan bu defa çok farklı bir oy bekliyoruz. Milletimizin karşısında maskelerle değil, kalbimizde ne varsa yüzümüze yansıtan samimiyetimizle çıktık. Bugün de aynısını yapıyoruz. Muhalefete diyoruz ki 'Siz de aynısını yapın.' Kampanya döneminde bize tekrar görev vermeniz halinde önümüzdeki 5 sene boyunca yapacaklarımızı tek tek anlattık. Aile ve gençlik bankamızın kurulmasında, inşallah gençlerimizin evliliğinin önünü açacağız. Kardeşlerim, bu CHP, LGBT’ci midir? Yanındaki HDP, LGBTC’ci midir? Bu İYİ Parti LGBT’ci midir? Yanındakiler de öyle mi? Peki AK Parti’ye LGBT sızabilir mi? MHP’ye sızabilir mi? Aynı şekilde Yeniden Refah’a, Cumhur İttifakı’na sızabilir mi? Çünkü biz ailenin kutsiyetine inanıyoruz. Ailenin kutsallığı bizim için çok önemli. İnşallah seçimden sonra ilk işlerimizden bir tanesi aile kurumumuzu anayasal bir zemine oturtmak. Petrol, doğalgaz ve nükleer başta olmak üzere enerji alanındaki hamlelerimizi biliyorsunuz. Ücretsiz doğalgaz başlattık mı? Aynı şekilde 1 yıl boyunca yüzde 25’i doğalgazın ücretsiz olmak üzere halkımıza vereceğimizi müjdeledik mi? Gabar’da petrolü bulduk mu? Eğer teröristlerden orayı arındırmasaydık Gabar’da bu petrolü çıkartabilir miydik? İşte karşınızda bu vaatleri emin olarak, sağlam zemine basarak yapan bir kardeşiniz var. Onun için sizlerden gayret istiyorum. Bu hafta sonuna kadar diyorum ki gümbür gümbür çalışalım, pazar ak

'DİĞER PARTİLERE OY VERMİŞ KARDEŞLERİMİZE ULAŞMANIZI RİCA EDİYORUM'

28'inci Dönem Milletvekili Genel Seçimi'nde meclis çoğunluğunun 333 milletvekili ile Cumhur İttifakı'na verilerek milletin iradesini beyan ettiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle dedi:

"Bu meclis aritmetiği insanımızın siyasette istikrar ve güvenden yana olduğunu gösterdi. Milletimiz eski sisteme dönüş istemediğini, böyle bir arayışta olmadığını açıkça ortaya koydu. Cumhurbaşkanlığında da yüzde 44,5 oy oranıyla 27 milyonu aşkın vatandaşımız şahsımıza teveccüh gösterdi. Önümüzdeki pazar günü inşallah sandığa tekrar ve çok daha güçlü bir şekilde sahip çıkacağınıza inanıyorum. Unutmayınız, pazar günü karşımızda sadece CHP’nin genel başkanı olacak. Bunun için sizlerden önümüzdeki 6 günde, diğer partilere oy vermiş kardeşlerimize ulaşmanızı rica ediyorum. O kardeşlerimizden kendilerine şu soruları sormalarını isteyin. Ne bürokratik ne de siyasi hayatında, ülkeye hiçbir hayrı dokunmayan bir şahıstan bu millete fayda gelir mi? 17-25 Aralık darbe girişiminde FETÖ’cülerle iş tuttuğunu bizzat kendi ağzıyla itiraf eden birine güven olur mu? Seçimden önce bedava ev vadedip sonrasında insanlarımızı misafir olarak kaldıkları yerlerden atmaya kalkanlara itibar edilir mi? Daha düne kadar meydan meydan dolaşıp teröristleri cezaevinden salma sözü verenlerden bölücü örgütle mücadele etmesi beklenebilir mi?"

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindekiler, konuşmaların ardından Defne Devlet Hastanesi'nin açılış töreni için hareket etti.

DEFNE DEVLET HASTANESİ AÇILIŞINA KATILDILAR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Defne Devlet Hastanesi’nin açılış törenine katıldı. Burada konuşan Bahçeli, hizmete açılacak hastanenin hayırlı olması dileğinde bulunarak, "Gördüğünüz eser ve benzeri birçok hastanemiz, bu deprem bölgesi içerisinde Sağlık Bakanlığımızın, onların yönetim kadrosunun, doktor, hemşire, hasta bakıcı kardeşlerimin üstün gayretleriyle tamamlanmış ve hizmete geçmiştir. Şimdi 14 Mayıs’ta yaptığınız çalışmanın yarıda kalmaması gerekir. 14 Mayıs’taki çalışmalar sırasında çok yüksek oranda sandığa gittiniz, yine gidiniz ve sandığa kimleri götürecekseniz de beraber götürünüz. 28 Mayıs’ta Türkiye’yi başsız bırakmamak lazım. Hizmeti yarıda bırakmamak lazım. Bu yönetimi yarıda bırakmak, memleketi yarıda bırakmaktır. Bu yönetimi yarıda bırakmak, deprem felaketinde sunulacak hizmetleri yarın belirsizliğe itmektir. Bunun için 28 Mayıs seçimlerine mutlak suretle gitmelisiniz. Bu eserlerin devamını arzuluyorsanız Recep Tayyip Erdoğan diyebilmelisiniz” ifadelerini kullandı.

‘YARADILANI YARATANDAN ÖTÜRÜ SEVERİM’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise afetin 2’nci gününden itibaren sürekli deprem bölgesindeki şehirlerde olduklarını kaydetti. Erdoğan, "Hatta 12 Mart’ta Defne’ye de gelmiş, sahra hastanemizi de ziyaret etmiş, Defneli kardeşlerimizle hasbihalde bulunmuştuk. Hatay’a da en son 1 aydan kısa bir süre önce deprem konutlarının temel atma vesilesiyle gelmiştim. Dün Adıyaman ve Kahramanmaraş ile başlayan bölge ziyaretlerimizi bugün Hatay ve Gaziantep ile sürdürüyoruz. Şimdi bize dediler ki ‘Burada Bay Bay Kemal yüzde 90 oy aldı. Siz yüzde 8 aldınız.’ Bizi bunlar ilgilendirmez. Burada benim vatandaşım yaşıyor mu? Burada deprem oldu mu? Ölenler, yaralılar var mı? Ben yaradılanı yaratandan ötürü severim. Biz ayrım yapamayız. Mezhep, meşrep, ırk, böyle bir şey bizim dinimizde de yok kitabımızda da yok. Ben inanıyorum ki benim vatandaşım gerekli gördüğü zamanda gerekeni de yapacaktır” dedi.

HASTANE, YARIN HASTA KABULÜNE BAŞLAYACAK

Hatay’da yaptıkları sağlık yatırımlarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti:

"100 yataklı Arsuz, 100 yataklı Hassa, 30 yataklı Belen Devlet Hastanelerini hizmete açmıştık. Hastanemizin temelini attıktan sonra bu projeyle ilgili neler söylendiğini hatırlıyorsunuz değil mi? Tabi biz bunların hiçbirine aldırmadık, sadece işimize baktık. Şu anda tomografisiyle, MR’ıyla ve yarından itibaren hasta kabulüne başlayacak burası. Sizleri bu güzel esere bir an önce kavuşturmak için Sağlık Bakanım ve ekibi gece gündüz çalıştılar. Defne Hastanesi ile ilgili kem söz söyleyenlerin hepsini de mahcup ederek işte aradan 3 ay bile geçmeden hastanemizin inşaatını bitirdik. İnşaat sürecinde tam 35 bin kamyon seferiyle 500 bin metreküp hafriyat aldık. Çelik konstrüksiyon sistemiyle binanın karkasını 25 günde tamamladık. Gereken donanımları, malzemeleri her şeyi süratle yerine yerleştirerek bugün sizlerin karşısına alnımız ak olarak çıktık. Şu anda bu hastanede 11 ameliyathane var. Hastanemizin tüm odaları her an yoğun bakıma dönüştürülebiliyor. 256’sı hekim bin 44 sağlık çalışanının görev yapacağı hastanemizde en gelişmiş cihazlar bulunuyor. Biz temeli atarken ne söz verdiysek yalnızca onu yaptık. Bir fotoğraf karesi üzerinden tezvirat üretenlerin ise daha sonraki günlerde işin nasıl yürüdüğüne dair tek kelime ettiklerini bile duymadık. Türk siyasetinin, Türk muhalefetinin hastalığı işte budur. Kendisi iş yapmaz ama yapılan işi engellemek için her yola başvurur. Hanımefendi, genel başkanı olduğun partiden bir milletvekilinin sözleri bu. Bak, eser burada. Fiziken bu engellemeyi başaramadığında da burada olduğu gibi çamur, iftira atarak yapılan işi değersizleştirmeye çalışır. ‘At binenin, kılıç kuşananın’ demişler. Ayrıca, bin yataklı Hatay Şehir Hastanemizin projesi hazırlandı. İnşallah en kısa sürede ihalesini yapıyoruz. Antakya’da 400 yataklı Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanemizin inşaatı devam ediyor. İskenderun’da 200 yataklı devlet hastanemiz de yakında hasta almaya başlıyor. Defne ile birlikte tüm bu hastanelerimizin de şimdiden Hatay’ımıza hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.”

‘TÜM HIRSLARINI DEPREMZEDELERE YÖNELTTİLER’

Bugüne kadar hizmet ve eser siyaseti yaptıklarını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:

"Bu eserleri ve hizmetleri yaparken hiç kimsenin kökenine, inancına, mezhebine, meşrebine bakmadık. Tek kriterimiz bu ülkenin vatandaşı olması, bu milletin bir ferdi olmasıydı. Türkiye’nin 81 vilayetinin ve 922 ilçesinin tamamındaki eser ve hizmetlerimizde bu anlayışın izlerini görebilirsiniz. Şimdi, deprem bölgesindeki şehirlerimizi ayağa kaldırma mücadelesi verirken de aynı yaklaşımla hareket ediyoruz. Yeni inşa edeceğimiz konutları, köy evlerini, iş yerlerini planlarken baktığımız tek şey hak sahibi olup olmadığıdır. Şayet hak sahibiyse diğer konular insanımızın kendini ilgilendirir ama maalesef ülkemizde bir kesim var ki bu anlayışın tam tersi bir tavır içinde. Geçtiğimiz pazar günü yapılan seçimlerde deprem bölgesinde bize yüksek oy çıkmasını hazmedemeyenler, çadırların sularını bile kesmişler. Tüm hırslarını, tüm hınçlarını depremzedelerimize yönelttiler. Az önce vali vekiline onu söyledim. ‘Hemen halledin’ dedim ve bilgiyi aldım, ‘Şu anda çözüm noktasına geldik’ dedi. Aman Allah’ım. Neler söylüyorlar, ne hakaretler ediyorlar, ne terbiyesizlikler yapıyorlar. Hani bunlar demokrattı? Hani bunlar herkesi kucaklayacaktı? Hani bunlar bahar getirecekti? Hani bunlar depremzedelere bedava ev verecekti? Nasıl oldu da bir gecede faşist kesildiler. Nasıl oldu da bir gecede depremzedelere düşman oldular, bahardan kara kışa geçtiler? Çünkü bunların hayatı yalan, dolan, palavra. Seçim gecesi geride olduklarını bile bile ‘öndeyiz’ diye başladıkları yalanlarının sonu depremzedelere hakarete kadar vardı. Milletim bunlara 14 Mayıs’ta ilk mesajını verdi. Görülen o ki onlar bu mesajı yanlış anlamış. İnşallah milletim haftaya pazar, 28 Mayıs’ta bu mesajı tamamlamaya hazır mı? Önümüzdeki dönemde yeni eserlerle, yeni eserlerle sizlerle beraber olmayı sürdüreceğiz. Allah’ın izniyle ekim-kasım aylarından itibaren konutları da teslim etmeye başlayacağız.”

'RAKİBİMİZ CHP GENEL BAŞKANI DEĞİL, REHAVETTİR'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hatay’ın Defne ilçesinde hastane açılışından sonra geldiği Gaziantep'teki mitingde, "Bizim asıl rakibimiz CHP Genel Başkanı değil, rehavettir, zaferi sarhoşluğudur. Ben bu muhteşem katılımda zaten zafer sarhoşluğu görmüyorum, kararlılık görüyorum, azim görüyorum. İnşallah pazar günü yapılacak seçimde de rehavete kapılmadan zaferi hep beraber kucaklayacağız." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Hatay'ın Defne ilçesinde Devlet Hastanesi’nin açılış törenine katıldıktan sonra Gaziantep'e geldi. İstasyon Meydanı'nda düzenlenen mitingde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan da eşlik etti.

'HİÇBİR ŞEYİ YARIDA BIRAKMAYALIM'

Tartıştığı Kız Arkadaşını Sokakta Bıçaklayarak Öldürdü Tartıştığı Kız Arkadaşını Sokakta Bıçaklayarak Öldürdü

Mitingde ilk konuşan Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, 14 Mayıs'ta Cumhur İttifakı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a verilen oylar için teşekkür ettiği vatandaşlardan, 28 Mayıs için de destek istedi.

Erbakan'ın ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, alanı dolduran kalabalığa hitap etti. Vatandaşların gösterdiği ilgiye teşekkür eden ve 28 Mayıs'ta yapılacak ikinci tur seçimler için destek isteyen Bahçeli, "Deprem felaketinin olduğu bir süreçte yapılan seçimde Cenab-ı Allah lütfetti, milletimiz teveccüh gösterdi ve acı içerisinde huzursuzlukla ıstırapla geçen günlerin arifesinde Türk milletinin geleceğini belirleyecek bir kararı aldı. Bu karar Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi'nin devamıydı. Bu karar yeni bir adımın da hayırlı işareti olmuştur. Ancak bu kararın son mührünü vurmak lazımdır. Onun için hiçbir şeyi yarıda bırakmayalım. 28 Mayıs'ta Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin lideri olan Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan, 13 Cumhurbaşkanı olmalıdır. Bunun için sandığa gitmeliyiz ve mührü 'Türkiye için', 'vatan için' diyerek vurmalıyız" diye konuştu.

ERDOĞAN: GAZİANTEP'İ HİÇ YALNIZ BIRAKMADIK

Bahçeli'nin ardından kürsüye çıkan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gaziantep'in gönüllerindeki yerinin her zaman farklı olduğunu dile getirerek, "Asrın felaketi 6 Şubat depremlerinin ardından diğer şehirlerimiz gibi Gaziantep'i de hiç yalnız bırakmadık. En son bir ay önce Nurdağı'nda deprem yaralarını sarmak için yaptığımız köy evlerinin teslim törenine katılmıştık. Dün Adıyaman ve Kahramanmaraş'ta bugün de Hatay'daydık, şimdi de Gaziantep deyiz. Gaziantep muhteşemsin. Pazar günü sandıkları patlatıyor muyuz? Bay Bay Kemal'i emekli ediyor musunuz? Gaziantep bunu yapar. Ben Gaziantep'e inanıyorum" dedi.

'650 BİN KONUTLA ŞEHİRLERİMİZİ AYAĞA KALDIRACAĞIZ'

Deprem felaketinin ardından yaraların sarılması için tüm imkanların seferber edildiğini hatırlatan Erdoğan, "Bölgede dönüşümlü olarak görevlendirdiğimiz 650 bin personelimiz de her yerde her talebe yetişmenin mücadelesini verdik. Yaşadıkları yerlerden ayrılmak istemeyen yaklaşık 3 milyon kardeşimiz için 905 bini aşkın çadır ve 112 bini aşkın konteyner kurduk. Gerek kendi şehirlerinde gerek diğer şehirlere gidenlere kira ve taşınma yardımları yaptık. Arama kurtarma çalışmaları bitirip enkazları hemen kaldırmaya baktık. Onları ağır hasarlı binalar takip etti. Sadece günü kurtarma değil, uzun vadeli bir yeniden yapılanma için orta hasarlı binalarda kalıcı konut projelerine dahil ettik. Bu kadar kısa sürede dünyada afet enkazlarını kaldırıp şehirlerini yeniden inşaya başlayabilen bir başka ülke örneği yoktur. Depremin ikinci haftasından itibaren kalıcı konutların inşası çalışmalarına başladık. Zemin etüdü ve ihalesi biten yerlerde hemen temeller atıldı. Bayramda teslim ettiğimiz ilk köyleri çalışmalarımızın hızını gösteren bir örnektir. Allah'ın izniyle Ekim-Kasım aylarından itibaren kalıcı konutların teslimine de başlıyoruz. Hedefimiz 319 bini bir yıl içinde bitecek şekilde tüm altyapısı sosyal ve kültürel mekanlarıyla birlikte 650 bin yeni konut yaparak şehirlerimizi süratle ara kaldırmak" diye konuştu.

'ALANDA 100 BİN KİŞİ VAR'

Alanı dolduran kalabalığa teşekkür eden ve resmi rakamlara göre meydanda 100 bin kişi olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şu anda sorduk alanda ne kadar insan var diye. Yolda gördüklerimizin dışında alanda 100 bin kişi var. Gaziantep böyle işte. Aylık bir milyar doları aşan ihracatıyla sadece bölgenin değil ülkemizin önde gelen üretim ve istihdam merkezlerinden olan Gaziantep'in bu süreçte en hızlı toparlanan şehir olması da ayrıca sevindiricidir. Çünkü üretim olmadan, ihracat olmadan depremzede kardeşlerimizin yarasını saracak imkanı bulamayız. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yatırım, istihdam, üretim, ihracat yolunda attığı her adımda Gaziantep'in yanında olacağız" ifadesini kullandı.

'RAKİBİMİZ CHP GENEL BAŞKANI DEĞİL, ZAFER SARHOŞLUĞU'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimlerde rakiplerinin CHP Genel Başkanı olmadığını, zafer sarhoşluğu olduğunu kaydetti. Erdoğan, vatandaşlardan rehavete kapılmamalarını isteyerek şöyle konuştu:

"14 Mayıs'ta Cumhur İttifakı'na verdiğiniz yüzde 60'a yakın oy oranı ve 9 milletvekili desteği için sizlere şükranlarımı sunuyorum. Cumhurbaşkanlığında bu defa herhalde yüzde 60 değil yüzde 70 inşallah. Türkiye genelinde 27 milyonu aşkın oyla yüzde 49.5 oranına ulaşmamıza rağmen sistem gereği seçim ikinci tura kaldı. Sizlerden 28 Mayıs'taki Cumhurbaşkanlığının ikinci tur seçiminde inşallah tek bir fire bile vermeden sandığa gitmenizi bekliyorum. Bütün dost ahbap yakınlarınızı sandığa götürmeniz lazım. Bizim asıl rakibimiz CHP Genel Başkanı değil, rehavettir, zaferi sarhoşluğudur. Ben bu muhteşem katılımda zaten zafer sarhoşluğu görmüyorum, kararlılık görüyorum, azim görüyorum. İnşallah pazar günü yapılacak seçimde de rehavete kapılmadan zaferi hep beraber kucaklayacağız. Ülkenin ve evlatlarımızın kaderini CHP Genel Başkanı gibi birine teslim etme vebaline hiçbirinizin girmek istemeyeceğine inanıyorum. Bay Bay Kemal talimatı nereden alıyor? Kandil'den alıyor. Biz nereden alıyoruz Allah'tan ve milletimizden alıyoruz."

'15 SEÇİM KAYBETTİ, PAZAR GÜNÜ YENİ BİR KAYIPLA KARŞI KARŞIYA OLACAK'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bugüne kadar 15 seçim kaybettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti:

"Kendisine 2 milyon 539 bin fark atmamıza rağmen milleti tehdit edercesine masayı yumruklayıp, insanları kandırmaya çalışıyor. Seçim gecesi bizdeki sonuçların aynısı kendi önlerinde olduğu halde sabaha kadar 'öndeyiz' diyerek milleti kandırmaya kalktıklarını unutmadık. Kasetle genel başkan olanın kasetle rakip tehdit edenin seçim gecesi de elbette akıbeti bu alacaktır. CHP Genel Başkanı, bu zat SSK'yı batırmakla affı mümkün olmayan ilk yanlışını yapmıştır. Bu zat 15 seçim kaybetti. Pazar günü de yeni bir kayıpla karşı karşıya olacak. Kim bilir belki de 28 Mayıs'tan sonra en büyük iyiliği önüne yeni bir fırsat çıkararak CHP'ye yapmış olacağız. Biz artık sadece CHP genel başkanıyla yarıştığımız için tek muhatabımız o. Seçim sonrası bizi en çok yaralayan husus nedir derseniz bunun cevabı CHP tarafının sandıktaki kaybının hıncını depremzede vatandaşlarımızdan çıkarmaya çalışmasıdır. Deprem bölgesine bir daha bir şey göndermeyeceklerini söylüyorlar. Bay Bay Kemal gerek yok, size ihtiyacımız yok. AFAD, Kızılay, belediyelerimizle şu ana kadar nasıl yaptıysak, bundan sonra da deprem bölgelerinin ihtiyacını biz karşılarız. Bunlar terör örgütleriyle kol kola girdikleri yetmedi, şimdi de gözlerini depremzede vatandaşlarımıza gittiler. Depremzedelerin bize deprem bölgesi şehitlerimizle ilgili öyle şeyler söylüyorlar ki dünyanın her yerinde bu ifadeler nefret suçu kapsamına girer, Depremzede kardeşlerimiz her şeyin farkında. Biz hiçbir depremzede vatandaşımızı muhannete muhtaç etmeyeceğiz. Kaldığı yerden çıkarılanlar olduysa hemen bulundukları yerin valiliğine başvursun. Hatay'da çadırların suyunu kestiler. Valiliğe söyledim su açılana kadar bölgeden ayrılmadım, hemen suyu bağladılar. Aramızdaki fark bu. Zaten vatandaşlarımız sağ olsunlar başlarına kakılan yardımları götürüp iade etmişler. Rabbim kimseyi bunlara muhtaç etmesin. Rabbim kimseyi bunların eline düşürmesin. Biz bize yeteriz."

'AİLENİN KUTSİYETİNE İNANAN MİLLETİZ'

Ailenin kutsiyetine inanan bir millet olunduğuna değinen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Önemli bir şey daha söyleyeceğim. Bu CHP, LGBT'ci mi? Bu HDP, LGBT'ci mi? İYİ Parti LGBT'ci mi? Yanında o yavrular LGBT'ci mi? Peki LGBT Cumhur İttifakı'na sızabilir mi? İşte aramızdaki fark bu. Biz ailenin kutsiyetine inan bir milletiz. Biz 21 yıldır bu ülkede sadece eser ve hizmet siyaseti yapıyoruz. Boşuna konuşmuyoruz. Bugün milletimizin önüne Türkiye Yüzyılı diye bir vizyon getirebiliyorsak, iktidarımız döneminde gerçekleştirdiğimiz demokrasi ve kalkınma atılımlarından aldığımız güçle bunu yapıyoruz. Elbette hâlâ çözmemiz gereken sıkıntılar var. Son yıllarda ekonomide yaşanan dalgalanmaların yol açtığı fiyat artışları bu sıkıntıların başında geliyor. Bilhassa konut fiyatları ve kiralar ülkemizin hemen her yerinde gerçekten can sıkıcı seviyelere geldi. Rusya, Ukrayna savaşından depreme gelen bu yükselişi tetikleyen pek çok sebep olduğunu biliyoruz ama yine de karşımızdaki tabloyu kabul edemeyiz. Bu sorunun çözümü için 2 ayrı kanalı birlikte kullanacağız. Birincisi makul ve orantılı hiçbir sebebi olmadığı halde sırf aç gözlükten fahiş kira artışı yapanların ümüğünü sıkacağız. Tabii ki ikinci ve asıl çözümümüz gerek TOKİ kanalıyla gerek özel sektöre teşvikler ile konut arzını hızla artıracak tedbirler alacağız. 500 bin konut ve 1 milyon altyapılı arsa kampanyası bunun bir parçasıdır. Kentsel dönüşüm projeleriyle mesela İstanbul'da 5 yılda inşa edeceğimiz 1,5 milyon yeni konut bunun bir parçasıdır. Diğer şehirlerimizde de benzer projelerle orta ve uzun vadede konut varlığımızı artırarak kira fiyatlarındaki şişkinliği de ortadan kaldırmakta kararlıyız. Gıdada da benzer çalışmalar yapacağız. Biz milletimizin sofrasındaki ekmeği büyütmenin ve sürekli kılmanın peşindeyiz. Bunun yolu istihdamı güçlendirmekten, çalışanlarımızın gelirini artırmaktan geçiyor."