Prof. Dr. Var’ın laboratuvar çalışmasına göre, baklava örneklerinin bir kısmında insan sağlığı açısından ciddi risk taşıyan dışkı kökenli E. coli bakterisi saptandı. Kent genelindeki 20 farklı işletmeden alınan baklava örneklerini analiz eden Prof. Dr. Var, 5 örnekte E. coli’ye rastlandığını, bunun ise özellikle bağışıklığı zayıf bireylerde ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirtti. "Bu bulgular, baklavanın hazırlanmasında hijyen kurallarına yeterince dikkat edilmediğini ya da kullanılan fıstık ve ceviz gibi malzemelerin mikrobiyolojik kalitesinin yetersiz olduğunu gösteriyor" dedi.
Tatlılar Tehlike Saçıyor: Halka Tatlıda Staphylococcus, Cezerye ve Lokumda Koliform
Prof. Dr. Işıl Var, sadece baklava değil, halka tatlı, cezerye ve lokum gibi sık tüketilen diğer geleneksel ürünlerde de olumsuz sonuçlarla karşılaştıklarını açıkladı. Özellikle halka tatlı örneklerinde, doğal mikrobiyotada bulunabilen ancak uygun koşullarda gıda zehirlenmesine neden olabilen Staphylococcus aureus bakterisine rastladıklarını söyledi. Bu durumun, tatlının üretiminde görevli personelin kişisel hijyen eksikliğinden ya da ürünlerin açıkta ve uygun olmayan koşullarda satışa sunulmasından kaynaklanabileceğini ifade etti.
Cezerye örneklerinin büyük çoğunluğu koliform bakteri açısından kirli bulunurken, lokum örneklerinin üçte ikisinde koliformun yanı sıra maya ve küf kontaminasyonuna rastlandı.
Etiketsiz Ürünler Denetimsiz Kalıyor
Prof. Dr. Var, açıkta satılan ürünlerin çoğunda etiket bulunmadığını, bu durumun tüketici açısından önemli bir risk oluşturduğunu da vurguladı. Gıda güvenliğinin sağlanması için etiketleme zorunluluğunun daha sıkı denetlenmesi gerektiğini belirten Var, “Tüketiciler ürün alırken etiket bilgilerini kontrol etmeli, açıkta ve ambalajsız ürünlerden mümkün olduğunca kaçınmalıdır” uyarısında bulundu.