Öncelikle ülke gündemi oldukça yoğun iki gün önce terör örgütlerinin hain bir saldırı sonucu şehit olan 12 askerimizin mekânları cennet olsun. Ailelerine başsağlığı diliyorum.
Eğitim camiasındaki başarımızı belediye başkanlığı ile Erbaa’da eğitimci bir başarıyı ortaya koymak diyen Ömer Çetin sözlerine şöyle devam etti. “Amacımız bu şehri bulunduğu noktadan bir tık üste atlatabilir miyiz derdimiz, kaygımız, tasamız bu. Kendi içimizde olgunlaştırdığımız şehre dâhil yapabileceklerimiz, yapabilir miyiz noktasındaki fiili durumu çek etmemiz. Yapanlar ile kendimizi kıyaslama noktasında karara vardık.
“OKUL İDARECİLİĞİNDEKİ BAŞARI ERBAA BELEDİYESİNE KAZANDIRILACAK”
Eğitim camiasının belediye başkanlığı alanında şehrin düzenlenmesi güzelleşmesi, sosyal kültürel anlamada düzgün bir noktaya gelmesi anlamında da eğitimcilerin elinin değmesi gerektiğini düşündüğüm için aday adayı oldum. Planlarımız projelerimiz birçok var hepsi hazır. Günü geldiğinde gerek siz gerekse sosyal medya hesaplarımızdan vatandaşlarımıza sunacağız.25 yıllık eğitimdeki başarımız İlk olarak Mevlana Ortaokulunda göreve başladığımda 3 yıl sonra okulda Türkiye birincisi çıkarttık. Daha sonra Gazi Osman Paşa Ortaokuluna gittim. Orada da 3 yıl çalıştıktan sonra LGS’de Türkiye birincisi çıkarttık. Nasıl oldu derseniz hiç bir kuruma kendi ekibimiz ile gitmiyoruz var olan ekip ile çalışıyoruz. Var olan ekiple maksimum verimim nasıl elde edebiliriz. Bunun temel esprisi nedir derseniz ortak bir enerji oluşturuşsanız başarının gelmemesi mümkün değil. Biz uzun yıllar eğitim camiasında müdürlük ve idarecilik yapmış biri olarak ve bu görevimizi layıkıyla yapıp kendimizi kanıtladıktan sonra arkadaşlarımızla görüştüğümüzde, şehrimize katkımız olabilir mi, şehrimize nasıl hizmet ederiz düşüncesiyle yola çıktık. Tüm derdimiz bu. Daha öncede zikrettiğimiz gibi bizim müdür olmak veya herhangi bir makama taşınmak gibi bir derdimiz yok. Biz zaten okul müdürüyüz ki bunun altıyla üstünün fazla bir farkı yok. Kaygımız tasamız memleket derdi. Memlekete hizmet etme derdi. Ortak paydalarda buluşan ve çalışan insanları bir araya getirdiğimizde bu başarı kendiliğinden gelir. Mesela ilk görev yerimiz olan Kuruçay Ortaokulu’nda ilk göreve başladığımızda bu mahallenin kaldırımlarında doktorundan mimarına kadar her meslekten başarılı insanlar yürüyecek dediğimizde o gün veliler inanmamıştı ama şimdi görüyoruz ki bizim mezunlarımız o caddeleri dolduruyor. Her şey oldu gerçekleşti fakat yıllar sonra baktığımızda Kuruçay’da sadece kaldırımın olmadığını gördük.
“BİZ DEVLET TERBİYESİ ALMIŞ İNSANLARIZ KİMSEYİ ZAN ALTINDA BIRAKMAYIZ”
Mesele bana 14,30 gibi iletildi. Ben olay için açıklama yaptım. Fakat açıklama yapana kadar gerekli yerlerin açıklama yapmasını bekledim. Ben konu hakkında paylaşımı 19, 30 da yaptım. Aradan geçen süre içinde açıklama bekledim. Mesela infial oluşturacak mesele. Burada hata kimdedir kimdir diye bir paylaşım yapmadık ama konuyu oraya getirdiler. Bizim düşüncemiz o değildi. Bizim düşüncemizde; Kardeşim ulusal basına kadar yansıyan bir olay var. Burada insanlarda bir infial var ve insanlar bir bilgi bekliyor. Herkes kendince bir cümle kuruyor. Cümle kurması gerekenler kurmuyor. Biz bir izah istedik. İzahı olmayan şey bir insanın kendini yakmasıdır. Biz orada bu insan niye kendini yaktı diye sormuyoruz. Sorun izahatta. Burada bir cevap verilmesi gerekiyordu. Sonuçta işin başında bir belediye başkanı var ben onun adına da üzüldüm. Burada yapılması gereken belliydi. Biz devlet terbiyesi almış insanlarız. Neyin ne zaman açıklanacağını bir biliyoruz. Yapılması gereken belliydi. Çıkıp deselerdi ki; biz olayla ilgili soruşturma açtık, sorumlular varsa gerekeni yapacağız, deselerdi mesele zaten kalmazdı. Bizim derdimiz izahatın olmamasınaydı isyanımız. Bizim niyetimiz böyle bir olaydan prim çıkarmak değildi olamazda. Yoksa biz memleketimizi zorda bırakacak hiçbir adım atmayız. bu konularda hasbiyiz, hesabi değiliz.
“KİN VE ÖFKE İLE BİR YERLERE GELME NİYETİMİZ YOK”
“ Kinle öfkeyle gelmek gibi bir niyetimiz yok. Zaten eğitimci kimliğimiz bunun önünde bir engel. Zaten engel diye görmem, bu cümleyi kullanmam ben bu işi yapacağım ama ondan dolayı yapmam anlamında değil. Belgesi ve bilgisi olmadan konuşmayız. Biz devlet geleneğinden gelen insanlarız. Bilgisi belgesi olmayan işleri de konuşmayız. Bizim hikâyemiz bizi bağlıyor o yüzden belgesiz konuşmayız. Elimizde belge var ki bunları söyledik. Bu konuda basına da büyük iş düşüyor” ifadelerine yer verdi.
Hüsamettin Akçay (Kelkit Gazetesi) (Özel)
