GÜNDEM

Bağımlılıkla Mücadelede Umut Işığı: Bursa'daki Bağımsız Yaşam Derneği, Sevgi Temelli Tedavi Yöntemiyle Hayat Kurtarıyor

Madde, alkol ve kumar bağımlılığıyla mücadele eden bireyler için Bursa’da sekiz ay önce kapılarını açan Bağımsız Yaşam Derneği, ilaçsız ve ücretsiz tedavi yöntemiyle dikkat çekiyor.

Abone Ol

Türkiye genelinde 11 ilde faaliyet gösteren dernek, bugüne kadar 3 bin bağımlının yeniden hayata tutunmasına yardımcı oldu. Dernek, bilimsel ve insani yaklaşımları bir araya getiren özgün tedavi modeliyle yüzde 60 başarı oranı yakalamış durumda.

“İlacı Sevgi ve Muhabbet”

Bursa Şube Müdürü Yakup Aişeoğlu, bağımlılığın temelinde yalnızlık ve ötekileştirmenin yattığını belirterek, “Gelen hastalarımız için ilk adım kucaklaşma, sevgi ve muhabbet. Çünkü bu bir ruhsal, duygusal boşluk hastalığı. Bu boşluğu samimiyetle, anlayışla ve şefkatle dolduruyoruz. Dışarıda toplumdan dışlanmış hisseden birey, burada değerli olduğunu görüyor” dedi.

10 Yılda 3 Bin Bağımlı Yeniden Hayata Döndü

Yaklaşık 10 yıl önce Tokat Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kemal Özsoy tarafından kurulan Bağımsız Yaşam Derneği, bağımlılıkla mücadelede kendine özgü, ilaçsız ve maneviyat temelli bir tedavi modeli uyguluyor. Şube Müdürü Aişeoğlu, “Bugüne kadar 3 bin bağımlı tedavi edilerek topluma kazandırıldı. Türkiye genelinde her şubede 30-40 kişilik kontenjanla çalışıyoruz. Şu anda 8 bin kişi sıra bekliyor” diyerek büyük bir ihtiyaca dikkat çekti.

‘Tedavi İstasyonu’: Detoks, Sevgi, Rehberlik

Tedavi süreci, öncelikle merkezdeki detoks aşamasıyla başlıyor. Her maddeye özgü kriz dönemi atlatıldıktan sonra, hasta Bursa şubesine gönderiliyor. Burada, sosyal izolasyondan uzak bir ortam, sevgi temelli karşılamayla bireyi iyileştirmeye hazırlıyor. Telefon, internet gibi dikkat dağıtıcı unsurlar 3 ay boyunca yasak. Bu süre zarfında zihin dinleniyor, duyular temizleniyor.

Günde Bir Saat Kitap, Psikolojik Destek, Manevi Eğitim

Merkezde uygulanan günlük programlar oldukça yoğun. Güne bir saat kitap okumayla başlanıyor. Ardından psikologlarla bireysel ve grup terapileri yapılıyor. Aileler de bu sürece dahil edilerek, bağımlılıkla nasıl başa çıkacakları konusunda bilgilendiriliyor. Ayrıca, manevi değerler eğitimi de veriliyor. Aişeoğlu, “İyilik, doğruluk, dürüstlük gibi kavramları yeniden tanımlıyoruz. Çünkü bu kişiler için iyi insan, bazen sadece madde sağlayan kişi olmuş” dedi.

‘Damdan Düşeni Damdan Düşen Anlar’

En dikkat çeken tedavi unsurlarından biri de “eksuzurlar” olarak tanımlanan eski bağımlılar. Bu kişiler hem danışmanlık yapıyor hem de yeni gelen bireylere rol model oluyor. Kendi deneyimlerini paylaşarak umut aşılıyor, iyileşmenin mümkün olduğunu gösteriyor.

Sürekli Takip: Mezuniyet Sonrası Destek Devam Ediyor

Aişeoğlu, bağımlılığın kronik bir hastalık olduğunun altını çizerek, mezuniyet sonrası da desteğin sürdüğünü belirtti:
“3 ay sonunda mezun olan bireyleri 15 gün, 1 ay, 3 ay, 6 ay ve 1 yıl periyotlarla tekrar çağırıyoruz. Yaşadığı çevre, tetikleyici unsurlar analiz edilerek yeniden planlama yapılıyor. Gerekirse başka bir yere yönlendiriliyor.”

“Hayat Kurtarmak İnsanlık Kurtarmaktır”

Aişeoğlu son olarak, toplumun bu merkezlere daha fazla destek olması gerektiğini vurguladı:
“Bu hastalığa yakalananlar, ya ölüyor ya cezaevine giriyor. Başka bir seçenek yok. Hayırseverler bina ve maddi destek konusunda yardım ederse, daha fazla hayat kurtarabiliriz. Çünkü bir kişinin hayatını kurtarmak, aslında bir ailenin ve bir toplumun geleceğini kurtarmaktır.”