İş birliği; araştırma ve geliştirme (AR-GE), yenilikçi ürün üretimi ve ileri teknoloji transferi gibi alanlarda kapsamlı çalışmalar içerecek.
İmza töreni, İstanbul Atlas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ersoy Kocabıçak ile ACTV Biyoteknoloji CEO’su Dr. Yakup Bakır’ın katılımıyla gerçekleşti. Protokol sayesinde akademisyenlerle biyoteknoloji uzmanları ortak projelerde bir araya gelecek.
Gelişmiş AR-GE ve Yüksek Teknoloji Hedefi
Bu stratejik iş birliği kapsamında bitki temelli kök hücreler, exosome ve küçük RNA teknolojileri kullanılarak dermokozmetik ve nutrasötik ürünlerin geliştirilmesi planlanıyor. Ayrıca tüp bebek tedavisi (IVF), onkoloji ve dermatoloji gibi sağlık alanlarında biyoteknolojik ilaçların geliştirilmesine yönelik çalışmalar da yürütülecek.
İstanbul Atlas Üniversitesi’nin Tıp ve Sağlık Bilimleri fakülteleri ile kurulması planlanan Biyoteknoloji Enstitüsü’nün yanı sıra Moleküler Biyoloji ve Genetik ile Biyomedikal Mühendisliği bölümleri de bu projelere bilimsel katkı sağlayacak. ACTV Biyoteknoloji ise AR-GE, üretim ve ticarileştirme konularında teknik destek sunacak.
Öğrencilere Uygulamalı Eğitim Fırsatı
İş birliği kapsamında öğretim üyeleri, projelerde danışman ve yürütücü olarak görev alacak. Yüksek lisans ve doktora öğrencileri araştırmacı pozisyonunda çalışacak, lisans öğrencilerine ise staj, bitirme projeleri ve laboratuvar deneyimi gibi uygulamalı eğitim imkanları sağlanacak.
Uluslararası Projelere Başvuru Yapılacak
Ortak çalışmalar kapsamında, TÜBİTAK, Horizon Europe ve COST gibi ulusal ve uluslararası fonlara başvuru yapılması planlanıyor. Ayrıca üniversite bünyesinde bir Biyoteknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi kurulması da hedefleniyor. Bu merkez, altyapı yatırımlarıyla hem öğrencilere hem de araştırmacılara hizmet verecek.
Prof. Dr. Kocabıçak: “Biyoteknolojide Ülkeye Değer Katacağız”
İş birliğine ilişkin açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Ersoy Kocabıçak, üniversite-sanayi iş birliği modelinin Türkiye'nin biyoteknoloji alanında yüksek katma değerli ürünler ve nitelikli insan kaynağı oluşturmasına katkı sağlayacağını vurguladı. “Bu protokol, hem öğrencilerimizin pratiğe dayalı eğitim olanaklarını artıracak hem de bilimsel üretkenliğimizi güçlendirecek. Üniversitemizin hem ulusal hem uluslararası platformlardaki görünürlüğü de bu iş birliğiyle artacak,” dedi.