TOKAT HABER

MİLLETVEKİLİ BEYAZIT; AVRUPA’YA MÜLTECİ KONUSUNDA YAPILAN İKİYÜZLÜLÜĞÜ YÜZLERİNE SÖYLEDİ

Tokat Milletvekili Beyazıt; Avrupa’ya Mülteci konusunda yapılan ikiyüzlülüğü yüzlerine söyledi.

Abone Ol

AK Parti Tokat Milletvekili TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Yusuf  Beyazıt. 79. Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Toplantısı Kapsamında Belçika’nın başkenti Brüksel’de  “Türkiye’de ve AB’de Demokrasi” konusunda yaptığı konuşmada, “Hepimizin bildiği gibi, son yıllarda demokrasinin geleceği konusunda yaygın bir korku ve tartışma yaşanmaktadır. Ne yazık ki, uluslararası sistemin; demokrasi erozyonu gibi çeşitli tehditlerle karşı karşıya kaldığı zor bir dönemden geçiyoruz. İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşan uzlaşma; zemin kaybederken, sistemin değerleri ve kurumları da dünya çapında zayıflıyor. Son on yılda tüm dünyada aşırı sağ ve popülist partiler ivme kazanmıştır. İfade özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü gibi, demokrasinin temel ilkeleri tehlikededir. Geleneksel kurumlar ve demokrasinin temel değerleri, yalnızca radikal politikacılar tarafından değil; siyasi düzlemde, düzen karşıtı ideolojilere giderek yönelen kitleler tarafından da sorgulanmaktadır. Güç kayması, mali kriz, yasadışı göç ve yeni ortaya çıkan güvenlik tehditleri gibi; uluslararası sistemdeki karmaşık sorunlar, mevcut düzeni zorlamakta ve demokrasinin varoluşsal krizine katkıda bulunmaktadır. Avrupa’nın entegrasyonu da bu küresel gelişmeden muaf değildir. Yaygın ekonomik sıkıntıyla birlikte, finansal krizin etkisi, kemer sıkma politikaları ve sosyal eşitsizlikler, artan kamu hoşnutsuzluğuna yol açmıştır. Mülteci krizinin etkilerine ek olarak, çok kültürlülük desteğini kaybetmiştir. Siyasi hoşnutsuzluk, Avrupa Birliği’nde, başta Avrupa Birliği şüpheciliği, ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslam düşmanlığı olmak üzere, farklılıklara karşı hoşgörüsüzlüğün yükselişini, beraberinde getirmiştir. Böyle bir ortamda, aşırı sağın ve popülizmin yükselişi, Avrupa Birliği için büyük bir tehdit haline gelmiştir. Bunun ötesinde, ana akım siyasi partiler de daha geniş siyasi destek arayan popülist bir dil benimsemişlerdir. Sonuç olarak, hukukun üstünlüğünün ve ifade özgürlüğü gibi temel haklara yönelik saygının ihlali, birçok Avrupa Birliği üye ülkesinde bir gerçeklik haline gelmiştir. Son olarak, Covid-19 salgınının demokratik toplumlar üzerinde derin bir etkisi olduğu ifade edilmelidir. Salgın, kişisel özgürlüklere, bilginin güvenirliğine ve nihayetinde demokratik kurumların değişen toplumsal taleplerle başa çıkma becerisine, eşi görülmemiş zorluklar getirmiştir. Avrupa entegrasyonunun son dönemde yaşadığı bu çoklu krizler, Avrupa Birliği’nin, bir model olarak rolünü zayıflatmıştır. Diğer bir deyişle, batı tarzı demokrasi hem Avrupalılar hem de dünyanın geri kalanı için çekiciliğini yitirmiştir. Öte yandan, tüm bu zorluklar Avrupa Birliği’nde kapsamlı bir tartışma ve reform sürecini tetiklemiş ve Avrupa Birliği’ni tüm Avrupa’da demokrasiyi güçlendirmek için yenilikçi tepkiler üretmeye zorlamıştır. İşte, Türkiye ile Avrupa Birliği’nin çıkarlarının kesiştiği nokta budur. Demokrasinin geleceği başta olmak üzere, birçok konuda Avrupa Birliği’nin kaygılarını paylaşıyoruz. Ortak bir geleceğimiz olduğuna inanıyoruz; bu nedenle, ortak tehditlere karşı savaşmak için diyalog ve iş birliği içinde olmalıyız” dedi.