Uzmanlar, doğal süreçlerin yanı sıra insan müdahalesinin de bu yıkımların temel nedenlerinden biri olduğuna dikkat çekiyor.
Geçtiğimiz günlerde bölgedeki bir peribacasında büyük çaplı bir çökme yaşandı. Neyse ki olayda yaralanan olmadı. Ancak uzmanlar, benzer olayların son zamanlarda sıklaştığını ve bu durumun alarm verici boyutlara ulaştığını belirtiyor.
"Doğal Süreç Kadar İnsan Etkisi de Etken"
Yüksek Mimar Çiğdem Yılmaz, peribacalarının yalnızca doğa koşullarıyla değil, insan eliyle yapılan yanlış müdahalelerle de zarar gördüğünü vurguladı. Yılmaz, "Peribacaları ve kaya oluşumları zamanla iklimsel etkilerle aşınıp çökmeye mahkumdur. Ancak bölgede yapılan bilinçsiz müdahaleler, hatalı restorasyonlar, trafik sarsıntısı ve ağır iş makinelerinin yarattığı titreşimler bu süreci hızlandırıyor," dedi.
Özellikle peribacalarına bitişik inşa edilen taş evlerin restorasyonlarında yapılan hataların, bu hassas doğal oluşumların dayanıklılığını ciddi şekilde zayıflattığını belirten Yılmaz, yetkilileri daha bilinçli ve korumacı adımlar atmaya çağırdı.
“Yasalar Var Ama Ne Kadar Uygulanıyor?”
Yılmaz ayrıca, Kapadokya'nın korunması için yasal çerçevenin mevcut olduğunu ancak uygulamada büyük eksiklikler bulunduğunu söyledi. "2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında peribacaları ve çevresindeki yapıların korunması gerekiyor. Fakat alanlarda yol açma, plansız yapılaşma gibi pek çok ihlale tanık oluyoruz. Bu bölge, dünyanın en özel doğal miraslarından biri ama yeterince özen gösterilmiyor," ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Akın: “Kaya Düşmeleri Artıyor”
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mutluhan Akın da bölgedeki kaya düşmeleriyle ilgili uyarılarda bulundu. Geçtiğimiz pazar günü Ürgüp Kadıkalesi mevkiinde yaşanan kütle düşmesini örnek gösteren Akın, "Bu olay beklenen bir durumdu. Daha önce bölgede çatlakların genişlemeye başladığını gözlemlemiştik. Sadece bir gün önce Göreme’de de benzer bir olay yaşandı. Ne yazık ki, bu tür düşmelere bölgede sıklıkla rastlıyoruz," dedi.
“Önlem Alınması Mümkün ve Gerekli”
Aynı zamanda Kapadokya Jeolojik Miras ve Kaya Oyma Yapıları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü de olan Prof. Dr. Akın, bölgedeki jeolojik yapının riskleri barındırdığını ancak alınacak önlemlerle bu tehlikelerin minimize edilebileceğini söyledi. “2011 yılında Kadıkalesi’nde uygulanan tel kafes ve esnek bariyer sistemleri kısmen işe yaradı. Benzer mühendislik çözümleriyle kaya düşmelerinin önüne geçilmesi mümkün,” dedi.
Akın, riskli bölgelerin önceden belirlenip müdahaleye açık hale getirilmesinin büyük önem taşıdığını ve tüm ilgili kurumların ortak hareket etmesi gerektiğini vurguladı.