SİYASET

Erdoğan: İnşallah TCG Anadolu'nun 2 Katı Büyüklüğündeki Uçak Gemisini De Yapacağız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "TCG Anadolu uçak gemimizi Karadeniz’e uğurladık. Ama bir şey var. Bu bize yeter mi? İnşallah 14 Mayıs’ta bu görevi bize vermeniz halinde ikinci adım ne biliyor musunuz? Bu uçak gemisinin 2 kat büyüklüğündeki uçak gemisinin ön görüşmelerini belli ülkelerle yaptım. Onun 2 katı büyüklüğündeki uçak gemisini de inşallah yapacağız ve böylece mavi denizlerde bizim uçak gemilerimiz çok daha farklı bulunacak. Aynı şekilde denizaltılarımız, öyle bulunacak" dedi.

Abone Ol

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sakarya’nın Akyazı ilçesinde, Akyazı Recep Tayyip Erdoğan Spor Kompleksi açılış törenine katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, AK Parti Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan ve partililer eşlik etti.

'650 BİN YENİ KONUT İNŞAA EDEREK DEPREM ŞEHİRLERİMİZİ TAMAMEN AYAĞA KALDIRACAĞIZ'

Açılış töreninde vatandaşlara hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dün Kahramanmaraş’ta Nurdağı’ndaydım orada konutların teslimini yaptık. Bugüne kadar Cumhur İttifakı olarak 4-5 kez bölgeye gittik ama birileri de turist olarak gittiler. Biz turist olarak değil, iş yapmaya gittik. Asrın felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Sakarya bu acıyı iyi bilir. Bundan 24 sene önce 17 Ağustos 1999’da Sakarya ile birlikte Marmara Bölgesi’nin hemen hemen tamamında meydana gelen depremin acı hatıraları yüreklerimizde hala tazedir. Türkiye, bugün 1999’a göre her bakımdan fersah fersah ileride bir ülke olarak 6 Şubat depremlerinin yaralarını daha iyi sarıyor. Depremin 75’inci gününde ilk köy evlerini teslim etmeyi başaracak bir süratle çalıştık. İnşallah 650 bin yeni konut inşa ederek deprem şehirlerimizi tamamen ayağa kaldıracağız. Sadece bununla da kalmıyoruz ülkemizin tamamını depreme hazırlamak için kapsamlı kentsel dönüşüm projeleri yürütüyoruz. Muhtemel bir depremde en büyük tehditle karşı karşıya olan İstanbul’dan başlayarak tarihi bir dönüşüm kampanyası başlatıyoruz. İstanbul’da riskli konutunu dönüştürmek isteyen vatandaşlarımıza dönüşüm bedelinin yarısını hibe olarak veriyor, kalan yarısına da çok uygun şartlarda borçlanma imkanı getiriyoruz. İnşallah her yıl 300 bin konutu bu şekilde dönüştürerek 5 yıl içerisinde İstanbul’daki riskli yapıların tümünü yenilemeyi hedefliyoruz. Ülkemizin tamamındaki riskli yapıları dönüştürecek çalışmaları da elbette ihmal etmiyoruz. Huzur olmadan, emniyet olmadan, istikrar olmadan, yatırım olmadan, üretim olmadan, kalkınma olmadan geleceğimize nasıl güvenle bakabiliriz? Bizim milletimize en büyük vaadimiz işte budur. Bay bay Kemal’in bu tür vaatleri var mı? Hak getire. Bol bol yalan. Londra’daki tefecilerden 300 milyar dolar getirecekmiş veya getirmiş. Eroin, esrar kaçakçılarının paralarını buraya getirecekmiş. Düşünebiliyor musunuz? Bay bay Kemal’in işi ya Kandil’deki teröristlerle, bu teröristlerin parlamentodaki uzantılarıyla. Sormak lazım bu CHP’li kardeşlerime. Yahu bu adamın parlamento odasında ne için PKK’nın uzantılarıyla görüşüyor? Ne için genel merkezinde görüşemiyor? Acaba o kapalı kapılar arkasında ne görüştü? Ne yaptı? Açıkla. Açıklayamaz. Ne diyorlar? Diyarbakır’da 51 vatandaşımızın ölümüne neden olan Selo’yu çıkaracakmış. Ne diyor? Terörist başı Öcalan’ı çıkaracakmış. Bu ülke terör devleti değildir. Türkiye asla bu terör örgütlerinin oyuncağı değildir. Peki bay bay Kemal bunları söylerken Bayan Meral ne söylüyor? Aykırı bir ifadesi var mı? ‘Yahu ne diyorsun sen ortak’ diyor mu? Bu 7’li masa iyice dağıttı. Şimdi bu 7’li masayı benim Sakaryalı kardeşlerim, Akyazılı kardeşlerim inanıyorum 14 Mayıs’ta da siz dağıtacaksınız" dedi.

'ALTAY TANKIMIZI SİLAHLI KUVVETLERİMİZE TESLİM EDECEĞİZ'

Konuşmasının devamında TCG Anadolu'dan daha büyük bir geminin imalatı için görüşmelere başlandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Maşallah '7 düvelli masa sana vız gelir büyük usta' demişler. 'Çok az kaldı geliyor, milli muharip uçağı' diyorlar. Kazanan Türkiye. ‘Togg’un varsa bas gaza’ diyorlar. Mavi Vatan’ın bekçisi TCG Anadolu’yu bugün Sarayburnu’ndan, Karadeniz’e uğurladık. Son 10 günde TCG Anadolu uçak gemimizi nereye uğurlayacağız biliyor musunuz? İzmir’e. Şöyle bir hafta 10 gün de İzmir’de kalmasında fayda var. Ne anlama geliyor herhalde anladınız değil mi? Fazla teferruatına girmeyeyim. İnşallah oradan farklı mesajlar vereceğiz TCG Anadolu ile. TCG Anadolu’ya maket gemi diyen bu 7’li masanın mensuplarına en güzel cevabı şu ana kadar bu gemimizi ziyaret eden 70-80 bin kişi verdi. Bu insanlar durup dururken oraya gelmedi. Saatlerce kuyrukta beklediler. Neden? Bu muhteşem eseri görmek için. Yahu bu ülkede bir toplu iğneyi yapamayan dönemlerden geliyoruz. Şimdi İHA’larımızı yapıyoruz, SİHA’larımızı yapıyoruz, Akıncımızı yapıyoruz, öbür tarafta Kızılelma'yı da yapıyoruz. Bu tabii bunları rahatsız edecek. Şimdi bugün burayı bir tarih özdeşi haline getirdik. Ne yapacağız Arifiye’de bugün Altay tankımızı silahlı kuvvetlerimize teslim edeceğiz. Allah’a hamdolsun sonunda onu da yaptık. Bugüne kadar ülkemize kazandırdığımız demokrasi ve kalkınma altyapısı üzerinde Türkiye Yüzyılı’nı inşa etme sözüyle bir kez daha karşınızdayız. Afete hazırlık yanında diğer alanlarda da ülkemizi ve milletimizi Türkiye Yüzyılı’na hazırlayacak adımlar atıyoruz. Sizlerle buluşmaya gelmeden önce, TCG Anadolu uçak gemimizi Karadeniz’e uğurladık. Ama bir şey var. Bu bize yeter mi? İnşallah 14 Mayıs’ta bu görevi bize vermeniz halinde ikinci adım ne biliyor musunuz? Bu uçak gemisinin 2 kat büyüklüğündeki uçak gemisinin ön görüşmelerini belli ülkelerle yaptım. Onun 2 kat büyüklüğündeki uçak gemisini de inşallah yapacağız ve böylece mavi denizlerde bizim uçak gemilerimiz çok daha farklı bulunacak. Aynı şekilde denizaltılarımız, öyle bulunacak" dedi.

'BİZ OLURSAK BU TERÖRİSTLERİ BU MAĞARALARA GÖMMEYE DEVAM EDECEĞİZ'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuşmasının devamında şunları söyledi:

"Bugün buraya gelmeden önce bir de 23 Nisan vesilesiyle bizim her yıl çocuklarımızdan bir kabine toplarız. Çocuklarımızla kabinemizi topladık şimdi de Akyazı’dayız. Sakarya ülkemizin önde gelen sanayi, ticaret ve tarım şehirlerinden biri. Şehrimize bugüne kadar kazandırdığımız yatırım ne biliyor musunuz? 89 milyar liralık eser ve hizmeti bu anlayışla Sakarya’da hayata geçirdik. Bu buluşmamızda aynı zamanda Akyazı Spor Kompleksimizin resmi açılışını da yapıyoruz. Biraz sonra Arifiye’ye gidiyoruz. Savunma sanayimizin önemli bir projesinin yeni bir aşamaya geçişine şahitlik edeceğiz. Geçtiğimiz haftalarda ülkemizin ilk yerli ve milli otomobili Togg’un piyasaya çıkışının sevincini hep birlikte yaşadık. Aynı şekilde Türk savunma sanayisinin sembol eserlerinden TCG Anadolu gemisinin hizmete alınma gururunu milletimizle yaşadık. Bitti mi? Zonguldak Filyos’ta Karadeniz gazının devreye alınması törenini Sakarya adıyla gerçekleştirdik. Bu vesileyle 1 ay boyunca konutlardaki tüm doğal gaz tüketiminin 1 yıl boyunca da mutfak ve su ısıtma amaçlı tüketimin ücretsiz olacağı müjdesini bir kez daha milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Rabbim lütfetti ve Karadeniz doğal gazını böylece milletimizin emrine veriyoruz. Gabar’da da bin milyar dolarlık doğalgazı bulduk, onu da çıkarıyoruz. Çalış senin de olsun. Ama bunların böyle bir derdi yok. Bunlar teröristlerle el ele, kol kola yürüyorlar. Onun için biz ne yaptık, Cudi’de bunları gömdük mü? Gabar’da bunları gömdük mü? Tendürek’te bunları gömdük mü? Bester Dereler’de bunları gömdük mü? Bilin ki biz olursak bu teröristleri bu mağaralarda gömmeye devam edeceğiz. Onun için işte devamlı birbirlerine söz veriyorlar. ‘Erdoğan'ın gitmesi lazım’ diyorlar. Çünkü Erdoğan giderse meydan boş kalacak o zaman at oynatmaya başlayacaklar. Ama benim milletim bunlara bu meydanı vermeyecek."

'MANAVDAKİ SOĞANI, DOMATESİ, SALATALIĞI, KASAPTAKİ ETİ, MARKETTİ SÜTÜ DE ÖNEMSİYORUZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, faiz ve enflasyonla mücadele konusunda da önemli adımlar atıldığını ifade ederek şunları söyledi:

"Sosyal yardım programlarımız, ihtiyaç sahibi ailelerimizin doğal gaz ve elektrik giderlerinin bir bölümünü zaten karşılıyorduk. Karadeniz gazının sevincin tüm milletimizle paylaşmak için vatandaşlarımızın tamamına 1 ay ve 1 yıl süreyle bu imkanı sağlıyoruz. Türkiye’nin zenginliklerini milletimizin her bir ferdinin günlük hayatına yansıtma kararlılığımızın bir diğer önemli işareti olarak şimdi ne kuruyoruz biliyor musunuz? Anneler, gençler. Anne ve gençlik bankasını kuruyoruz. Kaynağını nereden bulacaksınız diyenlere cevap. Bay bay Kemal tefecilerden buluyor, eroinmanlardan buluyor, esrarkeşlerden buluyor. Biz kaynağını Karadeniz gazı gibi ülkemizin doğal zenginliklerinden alacak bu bankayla ne mi yapacağız, aile kurumunu güçlendirecek pek çok çalışmanın finansmanını buradan temin edeceğiz. Norveç kendi doğal gazının, petrolünün belli bir oranını, yüzde 25 gibi rezerv olarak kullanır ve gençliğine onu tahsis eder. Aynı benzerini inşallah biz ülkemizde yapacağız. Ev hanımlarımızın emekliliğine, priminin 3’te birini ödeyerek destek vereceğiz. Böylece isteyen her ev hanımımız oldukça kolay şartlarda emekli olarak kendi gelirine sahip olma imkanına kavuşacak. Gençlerimizin eğitiminden istihdamına, iş kurmasından evlenmesine, hayata başlarken attığı her adımda yanında olacağız. Eğitimin her seviyesinde burs imkanını genişleteceğiz. Üniversiteye yeni başlayan gençlerimize bir kez vergisiz cep telefonu ve bilgisayar alma hakkı tanıyacağız. Meslek öğrenerek hemen hayata atılmak isteyen gençlerimizin eğitimine ve işe başlamasına öncülük edeceğiz. Her haneden en az bir kişinin işe girişini temin ederek gençlerimizin istihdamını kolaylaştıracağız. Kendi işini kurmak isteyen gençlerimize hibe ve kredi desteği sağlayacağız. Evlenecek gençlerimizin gönül huzuruyla yuvalarını kurabilmeleri için 2 yılı ödemesiz 48 ay vadeli 150 bin lira faizsiz kredi vereceğiz. Parayı yönetmek, finansmanı yönetmek böyle olur bay bay Kemal, tefecilerden para alarak değil. Bu Babacan var ya Davos’taydık. Davos’ta o zamanki IMF Başkanı ile görüşme yapıyoruz. IMF Başkanına dedim ki ‘Sen bizden alacağını taksitlerini alıyor musun?’ ‘Alıyorum’ dedi. Bak dedim ‘Türkiye’yi sen yönetemezsin, Türkiye’yi ben yönetirim. Bu ülkenin başbakanı benim sen de taksitlerini alırsın’ O zaman da Merkez Bankası’nın döviz rezervi 27,5 milyar dolar. Hamdolsun şimdi 122 milyar dolara çıktı. Başbakanlığım döneminde bir ara 135 milyar dolara kadar da çıkmıştık. Merkez Bankası’nın döviz rezervi o zaman 27,5 milyar dolar şimdi oldu 122 milyar dolar. Bu ne demektir? IMF Türkiye’ye bir daha gelmedi. Kapıyı kapattık. Bu CHP’nin sözcüsü, İYİ Parti’nin aynı şekilde bir tane Merkez Bankası’ndan gelme adamı var. Bunların ikisi ne dediler ‘İlla IMF’den hükümet borçlanma yapmalı’ nerede yaptılar bu görüşmeleri? Otellerin gizli kapaklı arka kapılarında yaptılar. Biz bunları dinledik mi? O günden bugüne biz IMF’den bir kuruş aldık mı? Almadık. Onlar bize faizi artırmayı hep telkin ettiler ben ise hep hayır. Biz faizi düşürmeye devam edeceğiz. Şu anda enflasyona bir sıkıntımız var eyvallah ama faizi bakın biz nereye düşürdük 8,5. Daha da düşecek. Biz geçmişte bunu yaptık. Geçmişte bunu yaptığımıza göre bugün de yaparız, yarın da yapacağız. Daha binlerce başlıkta Türkiye Yüzyılı’nın inşasını sizlerle birlikte başaracağız. Bunları söylerken günlük hayatımızı olumsuz yönde etkileyen ekonomik sıkıntıları da unutmuyoruz. Enflasyonu kalıcı olarak tek haneli rakamlara düşürecek adımları kararlılıkla atmayı düşünüyoruz. Bazı ürünlerde sıkıntılar yaşadık, fahiş artışlar da oldu ama biz bunlara karşı da gereken tedbirleri alıyoruz ve alacağız. Şunu çok açık, net söylüyorum 14 Mayıs’tan sonra özellikle gıdada bu çeşitli gıdalar olabilir, her türlü yanlış yola girenlere yapacağımız yasal düzenlemelerde onlara da gereken dersi vereceğiz. Şundan emin olunuz biz Togg’u, Anadolu gemimizi, Kızılelma insansız uçağımızı, İMECE uydumuzu önemsediğimiz kadar manavdaki soğanı, domatesi, salatalığı, kasaptaki eti, marketti sütü de önemsiyoruz. Ama diğerlerinden farklı olarak biz bunları birbirinden ayrı görmüyoruz. Her kim ben bunlar yapmadan size ekmek vereceğim, para vereceğim diyorsa emin olun bunlar yalan söylüyor. İşte bunlardan bir tanesi bay bay Kemal’dir. Hayatı yalan. Ülkemizi sanayisiyle, teknolojisiyle, tarımıyla, enerjisiyle büyütmeden milletimizin sofrasına koyduğu ekmeği büyütemeyiz. Savunma sanayisi başta olmak üzere her alanda yüksek teknolojiye yönelik tasarım ve üretim çalışmalarına bu derece önem vermemizin sebebi ekmeğimizi büyütebilmemizin yolunun oradan geçmesidir. 21 yıl boyunca biz bunun için çalıştık, çabaladık, mücadele ettik, engel aştık, eser ve hizmet siyaseti yaptık."

'ŞİMDİ ŞEHİR HASTANELERİMİZİ GÖRÜYORSUNUZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Göreve geldik 25 tane havalimanı vardı şimdi 58 tane havalimanı var. Hastanelerimiz. Şu şehir hastaneleri. Geçmişte bu tür şeyler var mıydı? Bay bay Kemal SSK hastanelerinde genel müdürlük yaptı. Onun genel müdür olduğu dönemlerde Savaş Ay’ın meşhur bir videosu vardı. Ah ah o hastanelerin hali neydi? Şimdi şehir hastanelerimizi görüyorsunuz. Dünyadan Türkiye’ye akın akın gelenler var.Nneden geliyorlar? Kaşımıza gözümüze değil, bu hastanelerimizin hijyen ve gerçekten onları mutlu ediyor. Çam Sakurasından tutun, Murat Dilmener, Pakize Öz bütün bu hastaneler ve bütün bunların yanında daha yeni Kocaeli Şehir Hastanesi’nin açılışını da geçen hafta yaptık. O da muhteşem oldu. Ankara’da Bilkent var öbür tarafta yine muhteşem aynı oda sayısında bir hastaneyi de yaptık. Şimdi önümüzde İzmir var. İzmir’i de açacağız. Yani 20 vilayette bu hastaneler devam ediyor. Bay bay Kemal sen bu sefaletin temsilcisisin. Sen işte bu hastaneleri bu hale getiren kişisin. Ülkenin ve milletin bu kutlu yürüyüşünü, günübirlik kazançları veya hırsları uğruna engellemeye çalışan fırsatçılara eyvallah etmeyeceğiz. İnşallah Türkiye Yüzyılı’nın inşasını tüm bu sıkıntıları birer birer çözerek beraberce gerçekleştireceğiz" dedi.

'HER SEÇİM BİR YOL AYRIMIDIR'

14 Mayıs’ta milletin doğru tercih vereceğinden emin olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:

"Türkiye 14 Mayıs’ta sandık başına gidecek. Aslında her seçim bir yol ayrımıdır. Hükümete geldiğimiz 2002’den beri her seçimde milletimizle birlikte bu yol ayrımını yaşadık. Hatırlarsanız milletimiz 2007 seçimlerinde vesayetle, milli irade arasında tercih yaptı. Milletimiz 2011 seçimlerinde 2023 hedeflerimizle, eski Türkiye arasında bir tercihte bulundu. Milletimiz 2015 seçimlerinde PKK’nın vatanımızı bölme, FETÖ’nün ülkemizi ele geçirme saldırılarıyla istikbalimiz arasında bir tercihe yöneldi. Milletimiz 2018 seçimlerinde 15 Temmuz darbe girişimine cevabını yeni yönetim sistemimize sahip çıkarak verdi. Bugün yine bir seçim arifesindeyiz. Yine bir tercihler karşı karşıyayız. Bir yanda depreminden milli teknoloji hamlesine, bölgesindeki egemenlik haklarından küresel siyasi ve ekonomik güç olma hedefine tüm başlıklarıyla Türkiye Yüzyılı vizyonu var. Diğer yanda 7’li masanın ve onların en hararetli savunucuları haline gelen PKK ve FETÖ elebaşlarının hayali olan, emperyalistlerin boyunduruğundaki Türkiye özlemi var. Buradan CHP’ye ve onunla birlikte hareket eden diğer partilere gönül vermiş diğer kardeşlerimize sesleniyorum. Kendinizin ve evladınızın geleceğini bu 7’li kavga masasına emanet eder misiniz? Ülkenizin güvenliğini, huzurunu, akıbetini, kendi deyimleriyle bu kumar masasına emanet eder misiniz? Buradan milletimin tüm fertlerine sesleniyorum. Hanımlar bakkala ekmek almak için göndermeye bile güvenemeyeceğiniz birine ülkeyi emanet eder misiniz? Beyler dükkanınızı, atölyenizi, tezgahınızı 5 dakikalığına bırakamayacak birine ülkeyi emanet edebilir misiniz? Gençler dersinize yardım etse verdiği bilgilerin doğruluğuna şüpheyle bakacağınız birine kendi geleceğinizi teslime edebilir misiniz? Ah benim çiftçi kardeşim önüne 3 keçi katsanız akşama hepsini kaybedip geleceğini bildiğiniz birine ülkenizin geleceğini teslim edebilir misiniz? İşveren kardeşim kendi müessesenizde vasıfsız eleman olarak dahi çalıştırmayacağınız birine ülkenin geleceğiniz emanet edebilir misiniz? Emekli kardeşim, oturduğu apartmana yönetici olarak seçmeyeceği birine ülkenin geleceğini emanet edebilir misin? İşte bunun için 14 Mayıs’ta tercihimizi doğrudan yana yapmalıyız."

'AİLE KURUMUMUZA DOKUNDURMAYACAĞIZ'

Konuşmasında muhalefeti eleştirmeye devam eden Erdoğan, "Biz milletimizi deprem yıkıntılarının altından kurtarmakla uğraşırken anlaşılan o ki kendi kendine gaza gelen bay bay Kemal, bir ara ciddi ciddi ülkenin başına gelebileceğine inanmış. Sonra ülkemizin ferasetinin farkına varınca sandıkta bir kez daha hüsrana uğrayacağını anladı. Bu hırsla da milletimizi birbirine düşürmek için her gün yeni bir fitne ateşi yakmaya başladı. Önce küresel güçlerin en yıkıcı silahı haline gelen, bunlar LGBT’ci. İYİ Parti LGBT’ci, HDP LGBT’ci, CHP de öyle. Fakat AK Parti bu işlerin tam karşısında. Milliyetçi Hareket Partisi tam karşısında. Bunun yanında Yeniden Refah öyle, Büyük Birlik öyle, HÜDAPAR öyle. Bizler Cumhur İttifakı olarak LGBT’nin tam manasıyla karşısındayız. Çünkü bizim için aile kutsaldır. Aileye toz konduramayız ama bunların öyle bir derdi yok. Onun için biz aile kurumumuza evelallah dokundurmayacağız. Bunlar ne diyor utanmadan, sıkılmadan gelince Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kaldıracaklarmış. Yahu benim milletim size yürü demez. Siz Diyanet İşleri Başkanlığı’nı nasıl kaldıracaksınız? Siz ne hayasızsınız. Şair ne diyor, 'Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi. Senin uğrunda ölen ordu, budur yâ Rabbi. Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın, Galib et, çünkü bu son ordusudur İslâm'ın.' Bay bay Kemal bu ülkenin mazisi sağlam ve 14 Mayıs’ta da sana gereken dersi verecek" dedi.

'HAK DİYEN, MUHAMMED DİYEN HERKES BİZİM KARDEŞİMİZDİR'

Muhalefetin din üzerinden sömürü yaptığını ifade eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:

"Milletimizin değerlerine sahip çıktığını ve bu yolda ilerleyemeyeceğini görünce kendini neye adadı? Cami, türbe gezmeye verdi. Bugüne kadar neredeydin? Şimdi cami, türbe dolaşıp duruyor. Neler söylüyor, neler. Ardından kendini PKK’nın güdümünden kurtaramayan 7’nci ortağı HDP’den duyduğu utancı gizlemek için benim Kürt kardeşlerimi tahrik etmeye başladı. Benim Kürt kardeşlerim bizim Rabbimizin hükmü gereği ayrıma tabi tutulmadan bizim kardeşimizdir. Bizde Kürt’üyle, Arap’ıyla, Laz’ıyla, Çerkes’iyle, Boşnak’ıyla bir ayrım yok. Çünkü biz ancak inananlar kardeştir hükmü gereğince birbirimizin kardeşiyiz. Avrupa ve Amerika’daki kimi hain çevrelerin yıllardır dillendirdiği sinsi iddiaları tekrarlayarak bölücülerin ekmeğine yağ sürdü. Kürt kardeşlerimiz sicilini de çapını da okkasını da bildikleri bu zata itibar etmedikleri için bu hamlesinde de karşılık bulamadı. Bunun üzerine daha tehlikeli, daha yakıcı bir fitne ateşiyle ortaya çıkarak mezhebi kimliğine vurgu yaptı. Halbuki bu zata bugüne kadar kimse inancını, mezhebini, meşrebini sormadı. Bu zatı kimse bu kimlikleri üzerinden herhangi bir ithama da maruz bırakmadı. Tam tersine bu ülkede bürokrat oldu, genel müdür oldu, milletvekili oldu, parti genel başkanı oldu. Peki öyleyse ne için yaşın 74’e geldikten sonra birdenbire mezhebi kimliğinle kamuoyunun huzuruna çıkma ihtiyacı duydun? Biz bugüne kadar ne dedik. Bizim Sünnilik diye bir dinimiz yok, Alevilik diye bir dinimiz yok, Şiilik diye bir dinimiz yok. Bizim dinimizin tek bir adı var o da İslam’dır. Dini kimliğimizin tek bir adı var o da Müslümanlıktır. Bay bay Kemal sen buradan hareket et. Şiilik, Alevilik ne karıştırıyorsun bunları? Kim sana bugüne kadar böyle bir şeyi sordu ki? Ama dert başka şimdi oradan bir istismarda. Ülkemizdeki her bir insanı bu anlaşışla kucakladık, hizmet ettik hatta bununla kalmadık ülkemizdeki gayrimüslim vatandaşlarımıza da biz sahip çıktık. Bu vatandaşlarımızın yıllarca ihmal edilen hak ve hukuklarını da en geniş şekilde kullanabilmelerine biz imkan sağladık. Türkiye’nin bizim dönemimizde geldiği demokrasi, hak, özgürlük sayesinde artış bu tartışmaların yeri de, gereği de kalmamıştır. Buna karşılık biz bir başka ilkeli tavır daha ortaya koyduk. İslam’ı terörle özdeşleştirmek, özellikle de Alevi kardeşlerimizi Alisiz Alevilik gibi akımlarla bu büyük aileden kopartmak isteyenlere asla boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. Batı’nın dün Bektaşiler üzerinde oynadığı oyunu bugün Alevi kardeşlerimiz üzerinde tekrarlama niyetini biliyoruz ve bu sinsi planı reddediyoruz. Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki hak diyen, Muhammed diyen, ehlibeyt diyen herkes bizim kardeşimizdir."

'TÜRKİYE’Yİ ÇÖKERTME HESAPLARINI HEP BERABER BOZACAĞIZ'

Türkiye’nin birliğinin ve beraberliğinin bozulmasına izin vermeyeceklerini ifade eden Erdoğan, "Geçtiğimiz aylarda kuruluşunu gerçekleştirdiğim Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı ile ülkemizdeki Alevi Bektaşi kardeşlerimizin her meselelerine devlet nezdinde çözüm bulacağımızı söyledik. Kimsenin bu öz be öz kardeşlerimizi istismar ederek milli bütünlüğümüze, ortak geleceğimize göz dikmesine izin vermeyeceğiz. Alevi kardeşlerimizi İslam’dan, ülkemizden ve milletimizden koparmayı amaçlayan fitne tüccarlarının kirli oyunlarına başta bay bay Kemal olmak üzere kimseyi alet ettirmeyeceğiz. CHP ve ittifakı içindeki yerli ve milli hassasiyete sahip tüm vatandaşlarımızın da bu mücadelemizde bizim yanımızda yer alacağından şüphe duymuyorum. Terör örgütleriyle, darbeyle, sosyal kaosla, siyasi ve ekonomik tuzaklarla dize getiremedikleri Türkiye’yi, Suriyeleştirerek çökertme hesaplarını hep beraber bozacağız. Milletimizin tarihten beri gelen zenginliğinin birer rengi olarak kabul ettiğimiz etnik ve mezhebi farklılıkları istismara yeltenen her beyanı, her tutumu böyle görüyoruz inşallah böyle görmeye de devam edeceğiz. Bunun için gelin yıllardır dilimizden düşürmediğimiz, milli ahdimizi hep beraber en yüksek sesle tekrarlayalım. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Kimse milletimizin birliğine, istiklalimize, vatanımızın bütünlüğüne devletimizin tekliğine göz dikemez. İnşallah 14 Mayıs’ta bu hakikati 7’li masaya da, 7 düvele de bir kez daha ispatlayacağız" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasının ardından kurdele kesildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindekiler, spor salonunun bazı bölümlerini gezdi. Törenin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Arifiye ilçesine giderek, Yeni Altay Tankının Testler için TSK’ya Teslimi Programı’na katılacak.

YENİ ALTAY TANKI TÖRENİNE KATILDI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sakarya'daki ikinci programı kapsamında Arifiye ilçesine geçerek, Yeni Altay Tankının Testler için TSK’ya Teslimi Programı’na katıldı. Törende kendisini bekleyenlere hitap eden Erdoğan, "Arifiye'ye en son yılbaşında gelmiş, 9 Ocak'ta fırtına obüslerinin teslimat törenini gerçekleştirmiştik. Bu törenle 6 adet yeni nesil fırtına obüsünü silahlı kuvvetlerimize teslim etmiştik. Bugün de bir başka gurur verici projemizin yeni nesil Altay tankımızın test için teslim heyecanını yaşıyoruz. Malumunuz olduğu üzere güvenlik güçlerimizin kullandıkları kara aracı talebini yerli, milli imkanlarla karşılamak için uzun yıllardır yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Şimdiye kadar bu kapsamda birçok kurum ve kuruluşumuz özellikle de çeşitli tip ve özelliklerde pek çok araç ürettik. Taktik tekerlekli zırhlılardan, mayına karşı korumalı araçlara çok sayıda aracın üretimini başarıyla gerçekleştirdik. Yine fırtına obüslerinden, farklı kalibrede silah ve silah kulelerine sahip pek çok muharip aracı da ordumuzun hizmetine sunduk. Böylece amfibi hücum araçlarından sınır güvenliğine yönelik sistemlere kadar çok geniş bir yelpazede ürün gamına sahip olduk. Ayrıca envanterde bulunan tank ve zırhlı muharebe araçlarımızın en son teknolojilerle modernizasyonlarını yaptık, yapıyoruz. Bunlarla birlikte araçlarımızdaki silah sistemlerini, elektronik sistemleri, anti tank, mühimmatlarını, ekipman ve teçhizatları da üretiyoruz. Hatta son dönemde dışarıdan temin ettiğimiz ve ambargolara maruz kaldığımız zırh sistemlerinin yerli ve milli imkanlarla imalatına da başladık. Aynı şekilde muhtelif tip ve özellikle hafif ve orta sınıf, insansız kara aracını güvenlik güçlerimizin hizmetine verdik. Ağır sınıftaki araçlarla ilgili çalışmalarımızı da inşallah çok yakında neticelendiriyoruz. Kara aracı alanında çok şükür neredeyse bütün ihtiyaçlarımızı yerli ve milli kabiliyetlerle karşılar hale geldik. Bununla yetinmiyor, dost ve müttefik ülkelere de kara aracı ihraç ediyoruz. Türkiye artık bu alanda dünyada ilk sıralarda yer alan ürünleri birçok ordu tarafından kullanılan tedarikçi bir ülke konumuna gelmiştir. Çatışma bölgelerinde sınanan araçlarımız, muadillerine göre çok daha güvenli ve dayanıklı olduğunu ispat etmiştir. Araçlarımızın ünü yayıldıkça, önümüzdeki dönemde çok daha yüksek ihracat rakamlarına ulaşacağımıza inanıyorum" dedi.

'ORDUMUZ TARAFINDAN TESTLERİ TAMAMLANDIKTAN SONRA SERİ ÜRETİME GEÇECEĞİZ'

Yeni nesil Altay tankının, ordudan gelecek test sonuçlarının ardından seri üretime geçeceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:

"Ülkemizin modern ana muharebe tankı olacak yeni Altay tankıyla savunma sanayi atılımlarımızı taçlandırmayı hedefliyoruz. Yeni Altay tankımız 10 yıl önce ilk ortaya konan prototipten çok farklı ve üstün kabiliyetlere sahiptir. Diğer savunma projelerimiz gibi Altay tankının geliştirilmesi sürecinde de pek çok zorlukla karşılaştık. Projemiz engellenmeye çalışıldı. Her stratejik üründe olduğu gibi buna da çamur atıldı. Gizli açık ambargolarla süreç sabote edilmek istendi. Maruz kaldığımız onca saldırıya rağmen yılmadık, pes etmedik, geri adım atmadık. Mevcutla yetinmek yerine daha iyisini, daha modernini, bugünün değil yarının teknolojisiyle mücehhez olanını üretmek için canla, başla çalıştık. Bilhassa mühendislerimiz pek çok engelin üstesinden gelmek için büyük bir fedakarlıkla emek harcadılar. İhracat lisansı alınamayan tüm alt sistemlerin yerine yerli ve milli alt sistemler tasarladılar. Değişen muharebe sahasının ihtiyaçlarına teknolojik, dijital ve mekanik birçok yeni sistemi tankımıza entegre ettiler. Sonuçta yüksek yerlilik oranı, ileri teknolojisi dünyadaki benzerlerinden üstün özellikleriyle ortaya yeni Altay çıktı. Bu projede tankların en önemli özelliklerinden beka kabiliyetini de güçlendirdik. Hem gelişmiş zırh yapısıyla hem aktif koruma sistemi Akfor'un da eklenmesiyle yeni Altay, üçüncü nesilden de öte bir tank haline geldi. İşte bu şekilde ortaya çıkan tanklarımızın ilk ürünlerini bugün silahlı kuvvetlerimize teslim ediyoruz. Ordumuz tarafından testleri tamamladıktan hemen sonra tanklarımızın seri üretimine başlayacağız."

'YÜZDE 51'İ BİZE AİTTİR'

Sakarya’da bulunan BMC tesislerinin Katar’a satıldığı yönündeki eleştirileri cevaplayan Erdoğan şunları söyledi:

"Diğer yandan Arifiye tesislerinde hani diyorlar ya ‘Burayı Katar'a sattık filan’ diye. Her şey burada. Böyle bir şey söz konusu değil. Adamın hayatı yalan. Başka bir sermayesi yok. Burada yüzde 51’i bize aittir. Yüzde 49’u Katar'a aittir. Tabii en önemli yanı bir de şudur. Sürekli sermaye noktasında burayı takviye eder durumdadır. Ama bütün bunları bilmeden yalan üstüne yalan, yalan üstüne yalanla burada bütün siyasi sermaye tüketmeye çalıştılar. Hamdolsun işte bu eserler bu şekilde ortaya çıkıyor. Ve bütün bunlarla beraber hamdolsun BMC firması güç kazandı ve kazandığı bu gücüyle beraber de yatırımlarına da devam ediyor. Arifiye tesislerinde Türkiye'nin 400 beygir segmentindeki ilk yerli ve milli askeri motorlarının seri üretimini de gerçekleştirdik. Bu motorları 600 beygir, 1000 beygir ve 1500 beygir tank motorları da takip edecek. BMC Power tarafından geliştirilen Batu hazır hale gelince yeni Altay'ı inşallah kendi yerli, milli motorumuzla envantere almaya devam edeceğiz. Ülkemizin özellikle ihracat noktasında önünü ciddi manada kesen motor ve transmisyon meselesini de böylece çözüme kavuşturacağız. Yeni Altay tankımızın bu coğrafyada silahlı kuvvetlerimiz için çok önemli bir güç çarpanı olarak görev yapacağına inanıyorum. Milli Savunma Bakanlığımızı, Türk Silahlı Kuvvetlerimizi, Savunma Sanayi Başkanlığımızı, BMC savunmayı ve projede emeği olan bütün mühendis ve çalışanlarımızı tebrik ediyorum. Yeni Altayların ülkemize, milletimize ve kahraman ordumuz hayırlı olmasını diliyorum" dedi.

'ONLAR BİZDEN İSTİYOR'

Savunma sanayisinde yapılan yatırımlarla birlikte önemli ürünlerin ABD ve Avrupa tarafından istendiğini belirten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Atalarımızın sabırla koruk helva olur, dut yaprağı atlas tespitinin ete kemiğe büründüğü alanların en başında savunma sanayimiz gelir. Savunma sanayinde geliştirilen her ürünün gerisinde maddi güç yanında yıllar süren çok ciddi bir emek, sabır, özveri ve çalışma vardır. Bugün dünyada parmakla gösterilen SİHA'larımızın, büyük takdir toplayan zırhlı kara araçlarımızın, savaş gemilerimizin, fırkateynlerimizin, füzelerimizin ve diğer sistemlerimizin her biri böyle ortaya çıktı. Diğer alanlarda olduğu gibi burada da işe önce paradigmayı değiştirmekle başladık. Yani ben şöyle bir 20, 21 sene önceyi şöyle bir hatırladığımda biz yani silahlarımızda bırakın böyle tank, top filan falan bunları bir kenara, obüsleri bir kenara, tabanca üretemiyorduk. Şimdi ne oldu? Tabancanın daniskasını üretiyoruz. Amerika bize biliyorsunuz bir ara bu glock’ları filan falan vermemeyle bizi te ama şimdi glock’tan daha üstünlerini biz yapar hale geldik onlar bizden istiyor. Mesele inanmak, azmetmek. Erbakan hocamızın her zaman bir lafı vardı, ‘İman öyle bir şeydir ki, tekeden bile süt çıkartır’ Mesele inanacaksın. Ondan sonra da tabii ki neticesini alacaksın. Kolay olanı değil, vakit de olsa zor olanı, çetin olanı, ülkemiz için en hayırlı olanı seçtik. Şimdi bütün onların envayi çeşidini artık ülkemizde, özel sektörde de yapıyoruz, onun da önünü açtık. Öbür tarafta devlet olarak işte BMC gibi, Makine Kimya gibi buralarda da üretir hale geldik. Ağızlarını her açtıklarında bize ‘Yapamayız, beceremeyiz’ diyen mandacı kafalara inat en iyisini biz yaparız dedik ve yola koyulduk. Sadece araç değil, artık bunların bütün mühimmatını yapar hale geldik. Eğer siz aracı yaptınız, mühimmatı yoksa duman olursunuz. Adım attırmazlar. Ama şimdi bu safhalar aşıldı. Hedefimizi tam bağımsız savunma sanayi olarak belirledik. Savunma sanayi projelerini bizzat himaye ettik, takip ettik, destekledik. Kendimizin imal edebileceği hiçbir ürünü dışarıdan almama yoluna gittik. Firmalarımızı destekledik. Özel sektörün önünü açtık, yeni yatırımları teşvik ettik. Sorunlara odaklanmak, daha ilk denemede pes demek yerine sonuca ve başarıya kilitlendik. Hamdolsun 20 yıl gibi çok kısa bir sürede savunma sanayinde yüzde 80’leri bulan dışa bağımlılığı yüzde 20’ler seviyesine düşürdük" diye konuştu.

'ARTIK NATO ÜYESİ ÜLKELERE DE PLATFORM İHRAÇ EDER HALE GELDİK'

Savunma sanayisinde ihracat rekoru kırdıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:

"2002 yılında sadece 62 savunma projesi yürütülürken bugün bu sayı 750’yi geçti. Savunma projelerimizin toplam bütçesi 2002 yılında 5,5 milyar dolarken ihale sürecindeki projeler dahil 75 milyar dolarlık proje hacmine ulaştık. Nereden, nereye. Bundan 20 yıl önce sadece 248 milyon dolar savunma sanayi ihracatı varken, geçtiğimiz sene sonu bu alanda 4 milyar 400 milyon dolar ile rekor kırdık. Artık NATO üyesi ülkelere de platform ihraç eder hale geldik. Sadece son birkaç hafta içerisinde milletimizin gurur kaynağı olacak pek çok projeyi gerçeğe dönüştürmenin bahtiyarlığını yaşadık. Milli Muharip Uçağımızı ve Hürjet'i hangardan çıkardık. İnsansız savaş uçağımız, Kızılelma'nın irtifa testlerini yaptık. Ülkemizin en büyük, dünyanın da ilk SİHA gemisi vasfını taşıyan TCG Anadolu'yu, Deniz Kuvvetlerimize teslim ettik. TÜBİTAK'ın geliştirdiği Türkiye'nin ilk metre altı çözünürlüklü yer gözlem uydusu İMECE’yi ve diğer uygulamalarımızı yörüngesine uğurladık. Dün de yerli ve milli ilk helikopter motorumuz TS1400 ile Gökbey'in test uçuşunu başarıyla gerçekleştirdik. Bu yatırımlarla kendi ihtiyaçlarımızı karşılamanın yanı sıra ülkemizde bir savunma sanayi ekosisteminin oluşmasını da böylece sağlamış olduk. Bugün savunma sanayi alanında 2 bin 700’den fazla firmamız faaliyet gösteriyor. Bu şirketlerde başta gençlerimiz, genç mühendis ve teknisyenlerimiz olmak üzere on binlerce kardeşimiz istihdam ediliyor. Gençlerimiz savunma sanayi projelerinde geliştirilen bütün teknolojileri hızla, diğer alanlara uyarlayarak katma değerini artırıyor. Yeni yatırımlarla savunma sanayinin hem milletimizin güvenliğine hem ülkemiz ekonomisine hem de istihdama daha fazla katkı yapacağına inanıyorum."

'HİÇBİR ZAMAN YAPAMAYACAKLARI PROJELERİ KÖTÜLEMEYE DEVAM EDECEKLERDİR'

Konuşmasının devamında muhalefeti eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hatırlarsanız geçmişte birileri terör örgütlerinin kabusu İHA ve SİHA'ları maket uçak olarak tarif ediyor. Bugün de donanmamızın amiral gemisi TCG Anadolu ile ilgili ne diyorlar iki bombalık ömrü var. Bunlar çıkıyor. Ya bunlar bu ülkenin evladı olamaz. Bunlar Türk evladı olamaz. Bu hazımsızlık ne yazık ki bu ülkede siyaset yapanların bile her yerine girmiş. Arife gününden itibaren evlerimizde kullanmaya başladığımız Karadeniz gazını Rus gazı zannedenleri bile görüyoruz. Böyle vicdansızlık olur mu? Ya siz yaptınız da niye yapıyor musunuz dedik ya? Bırakın işte şu anda bu iktidar bunu yapıyor. Onu da geçiyorum. Yollarımızı süsleyen Togg'un halen ülkemizde üretilmediğini iddia edecek kadar gözünü kin ve nefret bürüyenleri zaten hiç saymıyorum. Türkiye'nin başarılarına sevinemeyen, milletimizin mutlu olmasını hazmedemeyen, kifayetsiz muhterislerin yeni Altay tankımız konusunda da çeşitli iftiralar atması kuvvetle muhtemeldir. Tıpkı uzanamadığı ciğere murdar diyen kedi misali. Bunlar da yapmadıkları bu gidişle de hiçbir zaman yapamayacakları projeleri kötülemeye itibarsızlaştırmaya devam edeceklerdir. Ama ne yaparlarsa yapsınlar ülkemize ve milletimize hizmet çabalarımızı baltalamaya bunların güçleri yetmeyecek. Türkiye Yüzyılı’nın inşasının önüne geçemeyecekler. Ülkemizi eski karanlık ve istikrarsızlık günlerine geri döndüremeyecekler. Etnik ve mezhebi farklılıklarımızı kaşıyan fitne siyasetleriyle milletimizin birlik ve beraberliğini bozamayacaklar. Eli kanlı terör örgütlerini bu ülkenin başına tekrar bela edemeyecekler. Hükümet olarak ülkemize yönelik tüm oyunları bozmayı çok daha stratejik, çok daha önemli projelerle onları rahatsız etmeyi sürdüreceğiz. Milletimizin İHA'dan, SİHA'dan, Akıncı'dan, TCG Anadolu'dan, yeni Altay'dan rahatsız olanlara göreve geldiklerinde savunma sanayi hamlelerine dokunmaktan, bunları engellemekten bahsedenlere fırsat vermeyeceğine inanıyorum. Milletimizin savunma sanayimizle birlikte Türkiye'nin 21 yıllık kazanımlarına sahip çıkacağından asla şüphe duymuyorum. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyorum. Yeni Altay tankımızın kahraman ordumuza bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum" dedi.