GÜNDEM

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Hanımefendi Senin Aklın Bu İşlere Ermez

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in kendisine yönelik, "Giderayak seni çok gergin gördüm Recep Bey. Akşamları papatya çayı iç, iyi gelir" ifadelerine karşılık olarak, "Hanımefendi senin aklın bu işlere ermez. Biz papatya çayının ne zaman içileceğini de biliriz ama sana da rezeneyi tavsiye ederiz. Onun için kiminle uğraşacağını çok iyi bilmen lazım" dedi.

Abone Ol

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, beraberinde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ve bakanlarla birlikte Abdullah Paşa Mahallesi TOKİ alanında düzenlenen Afet Konutları Temel Atma ve Sosyal Konutlar Anahtar Teslim Töreni için Elazığ’a geldi. Törende, alanda bulunanlara seslenen Erdoğan, "Ramazan-ı şerifinizi tebrik ediyorum. Peygamber efendimizin validesi Amine annemizin son sözleriyle ifade edecek olursak, ‘Her başlayan biter, her gelen gider, her yeni eskir, her taze bayatlar, her güzel çirkinleşir, her yaşayan ölür, ezeli ve ebedi olan sadece Allah’tır.’ Başladıktan sonra ramazan da bitiyor. Unutmayın insan hayatı da bitiyor. Bu vesileyle bitiyor. Bu vesileyle 6 Şubat depremlerinde kaybettiğimiz 50 binin üzerindeki vatandaşımızın her birine Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır diliyorum. Onlar bizim şehitlerimiz ve sevgili peygamberimize komşu. Rabbim ülkemizi, milletimizi, tüm insanlığı her türlü afetten muhafaza eylesin" diye konuştu. 

'KENDİMİZİ AFETLERE HAZIRLAMAMIZ GEREKİYOR'

Türkiye’nin potansiyel olarak depremiyle, seliyle, kuraklığıyla, heyelanıyla pek çok afete açık bir coğrafyaya sahip olduğunu ifade eden Erdoğan, "Coğrafyamızı değiştiremeyeceğimize göre kendimizi afetlere hazırlamamız gerekiyor. İşte örnekler burada. Bir afet yaşadık mı Elazığ’da yaşadık. Ama ardında bu güzel eserleri inşa ettik mi, ihya ettik mi. Rabbime hamdolsun o afeti yaşadığımızda, buraya geldiğimde ne haldeydi ama şimdi ne hale geldi. Çok önemli adımlar attık. TOKİ vasıtasıyla 1,2 milyon kentsel dönüşüm projeleriyle 3,3 milyon insanımızı güvenli evlere taşıdık. Şehirlerimizi alt yapısı ve üst yapısıyla modernleştirirken aynı zamanda felaketlere karşı dirençli hale getirdik. Tabii bu işler hem vakit alıyor hem de ciddi kaynak gerektiriyor. Daha önce Elazığ başta olmak üzere çeşitli şehirlerimizde yaşanan depremler sel felaketleri, yangınlar, sınırlı bir bölgede ve sınırlı bir hasarla gerçekleştirdiği için yaraları hızlı bir şekilde sarmıştık. Ancak 6 Şubat depremleri yaklaşık 500 kilometrelik çapı, 14 milyon insanı etkileyen sonuçları, 313 bin binadaki 895 bin bağımsız bölümü oturulamaz hale getiren yıkım gücüyle bize her şeyi tekrar hatırlattı. Afetler, özellikle de depremler bizim hazırlıklarımızı bitirmemizi beklemiyor. Öyleyse yapmamız gereken bir yandan yaşadığımız felaketin yol açtığı yıkımın izlerini silmek, bir yandan da gelecekteki muhtemel afetlere daha güçlü şekilde hazırlanmaktır. İşte şu andaki Cumhur İttifakı buna hazırdır. Bugün Elazığ’da atacağımız temeller ve teslim edeceğimiz anahtarlar adeta bu sürecin yol haritasının bir özeti gibi. Törenimiz vesilesiyle inşası tamamlanan toplam 1164 konutun anahtarlarını hak sahibi kardeşlerimize takdim ediyoruz. Son depremlerin ardından inşa edeceğimiz 650 bin konutun 7 bin 452’sini Elazığ’da yapıyoruz. Bunlardan 505’inin temelini bugün atıyoruz. Böylece deprem bölgesinde 67 bin 50 konut ve köy evinin yapım sürecini başlatmış, bunlardan 31 bin 663’ünün de temelini atmış oluyoruz. Amacımız 1 yıl içinde 319 bin konut ve köy evini hak sahiplerine teslim ederek deprem bölgesindeki şehirlerimizi ayağa kaldırmaktır. Aynen burada olduğu gibi. Gakkoşlar, sizin gözlerinize bakıyorum. Sizler şimdiden 14 Mayıs'ı okuyorsunuz. Toplanıp dağılanlarla değil, söz verip yapanlarla beraberiz. İşte Cumhur İttifakı bu. Proje yapamayanlar temel atamazlar. Zemin artı 3 veya 4 katlı olarak inşa edeceğimiz deprem konutlarını iş yerleri sosyal donatıları, çevre düzenlemeleri ve diğer unsurlarıyla adeta yeni mahalleler, yeni ilçeler gibi tasarlıyoruz. Şehirlerimizin kadim yerleşim yerlerini de tarihine, kültürüne, sosyal ve ticari ihtiyaçlarına uygun şekilde ihya ediyoruz. Bugüne kadar Elazığ’da deprem konutları ve diğer projelerle 29 bin 418 konut yaptık. Durmadık. Bay bay Kemal senin ömründe kaç konut var? Söyler misin? Acaba senin büyükşehir belediyelerin veya belediyelerin kaç konut yaptılar söyler misin? İzmir’de, Antalya’da, Muğla’da ne yaptılar? Sadece laf. Biz yaptık biz. Onlar değil. Halen 1810 konut ile kamu binalarının, dükkanların, yurtların, okulların ve diğer hizmet birimlerinin yapımı sürüyor. İnşallah hem bunları hem yeni deprem konutlarımızı hem yeni ‘ilk evim’ projesindeki 1831 konutu ve 17 bin 500 alt yapılı arsayı da en kısa sürede teslim edeceğiz" ifadelerini kullandı.

'KARŞI ÇIKMAYI MAHARET SAYAN BİR KESİM VAR'

CHP’nin bu ülkede yapılan her işe karşı çıktığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu ülkede yapılan her işe karşı çıkmayı, takoz koymayı, yalan ve iftira ile engel olmayı maharet sayan bir kesim var. Kimdir bu? CHP. Meslekleri budur. Geçmişte köprülerden tünellere, havalimanlarından fabrikalara, savunma sanayi projelerinden sessiz devrimlerimize kadar her konuda bu kesimin şirretçe yürüttüğü kampanyalara maruz kaldık. Vaktimizin ve enerjimizin bir kısmını iş yapmaya, bir kısmını da mecburen bu işlerin önünü tıkamaya çalışanlarla mücadeleye ayırdık. Daha önce Marmaray’da bize bunu yaptılar. Yani İstanbul Boğazı’nda önümüzü kesmeye çalıştılar ama dinlemedik. Vurduk geçtik ama şu anda bu Marmaray tüm halkımıza hizmet ediyor mu? Denizin altından öyle bir raylı sistemi biz gerçekleştirdik mi? Ardından Avrasya Tüneli’ni yaptık mı? Yine biz yaptık. Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü yaptık mı? Ona da gösteri yapmaya geldiler. Ama başaramadılar. Şimdi de Kanal İstanbul’un önünü kesmeye çalışıyorlar. Bay bay Kemal, kesemeyeceksin. İstanbul Havalimanı’nın önünü kesmeye çalıştılar. Ne oldu? Kestin mi? İstanbul Havalimanı şu anda dünyada parmakla gösteriliyor. Şehir hastanelerimizin önünü kesmeye çalıştılar. Şimdi en son Togg otomobiliyle ilgili tartışmalarda da bunu görüyoruz. Deprem bölgesindeki temelini attığımız hastaneyi dahi hazmedemeyerek değersizleştirmeye ve hatta yalanla yok saymaya kalkacak kadar çukurlaşanları milletimize havale ediyorum. Sadece İstanbul’da Çamsakura Hastanesi, Murat Dilmener Hastanesi, Pakize Hanım Hastanesi, bunlar bile bizim adeta zamanla yarıştığımız hastaneler oldu. Şu anda Çamsakura dünyada örnek. Diğer 2 hastane 3 ayda yapıldı kovid döneminde" dedi.

'SANA DA REZENEYİ TAVSİYE EDERİZ'

Erdoğan, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in kendisine yönelik, "Giderayak seni çok gergin gördüm Recep Bey. Akşamları papatya çayı iç, iyi gelir" ifadelerine karşılık olarak ise şunları söyledi:

"Hanımefendi senin aklın bu işlere ermez. Biz papatya çayının ne zaman içileceğini de biliriz ama sana da rezeneyi tavsiye ederiz. Onun için kiminle uğraşacağını çok iyi bilmen lazım. Biz ‘Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri’ diyerek bu yolda yürüdük. Ülkenin yönetimine dair tek müktesepleri koalisyon dönemlerindeki dermansız, bitik, darmadağın Türkiye olanların havsalası bizim birkaç ayda hastane inşa edebileceğimiz gerçeğini almıyor. Halbuki salgın döneminde yurt içinde ve yurt dışında bu tür hastaneleri zaten kurduk. Bay bay Kemal sahra hastanesi diyor. Bir de baktık Adana’da çadır kurmuşlar ve onu da hastane diye yutturmaya kalkmışlar. Bu millet yutar mı bunu? İçi boş hangarların reklamını yaparken biz binlerce yataklı hastaneleri rekor sürelerde devreye aldık. Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle deprem bölgesinde ihtiyaç duyulan her hastaneyi de 319 bin konutu da kamu binalarını ve ticari alanları 1 yıl içinde faaliyete geçirmek için size sözümüz var. Ne söz vermişsek yerine getirmiş bir hükümet olarak bunu da yapacağız. Yeter ki birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıkalım. Yapılanları inkar edecek, terör örgütlerinin eteğine yapışacak, emperyalistlerden medet umacak kadar gözlerini hırs bürümüş olanlara rağmen bunları başaracağız. Bay bay Kemal teröristlerle koyun koyunasın. İyi masaya oturdun. Bay bay Kemal’e Kandil’den selam geliyor. Beraber yürüyeceğiz diyorlar. Yürüyün bakalım, nereye kadar yürüyeceksiniz. 14 Mayıs'ta benim gakkoşum bu teröristlerle elele kol kola olanlara yol vermeyecek. Ben buna inanıyorum. Türkiye’de terör örgütlerinin, çıkar örgütlerinin en çok saldırdığı parti malum AK Parti’dir. Yüzlerce saldırıya uğradık. Onlarca arkadaşımız alçakça şehit edildi. Parti binalarımız, araçlarımız, partililerimiz, iş yerleri, evleri kurşunlandı, yakıldı. Üstelik bu saldırıların çoğu da 6’lı koalisyonun, 7’li koalisyonun düne kadar gizli, artık aleni 7’nci partinin sırtını dayadığı örgüt tarafından gerçekleştirildi. Hepsini de biliyoruz. Hepsi de aklımızda ve kalbimizde. Hepsinin de mahşere kadar takipçisi olacağız. Her kim bu konuda AK Parti’nin ve bizim ismimizi ağzına alırsa bilsin ki karşısında topyekün milletimizi bulur, gakkoşlarımızı bulur. Bu konular öyle kifayetsiz muhterislerin üçüncü, beşinci sınıf siyasetlerinin mezesi yapılacak işler değil. Onlar gitsinler kendi fırıldak masaların incik boncuk oynamaya, oturuyorum, kalkıyorum kavgası yapmaya, hayali makamlar, mevkiler dağıtmaya, gökkuşağı renklerine bürünmeye devam etsinler. Bizim LGBT ile işimiz yok. Bunlar LGBT ile beraber dans etsinler. Bizim milletimiz ile yapacak çok işimiz, ülkemize kazandıracak çok eserimiz, istiklalimiz ve istikbalimiz için verecek çok mücadelemiz var."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda ise şunları kaydetti:

"Biz 20 yılda eğitimden sağlığa, ulaştırmadan enerjiye, spordan sosyal yatırımlara her alanda yaptığımız 79 milyar liralık yatırımla Elazığ’a şükranlarımızı gösterdik. İnşallah 14 Mayıs'ta Elazığ, farkını bir kez daha ispatlayacak. Gakkoş sandıkta yanlış yapmaz, gakkoşa da yanlış yapılmaz. Deprem binalarımızı yıkabilir, canımızdan can kopartabilir ama hiçbir şey inancımızı, azmimizi, umudumuzu elimizden alamaz. Türkiye Yüzyılının inşası kararlılığımıza ket vuramaz. Ülkemizin güvenliği, huzuru, demokrasisi güçlü olduğu müddetçe ekonomisi de düzelir, deprem yaraları da sarılır, hayalleri de hayata geçer. Daha önceki felaketlerde yaptığımız gibi bu depremin yaralarını biz saracağız. Ülkemizden söküp attığımız ve güney sınırlarımızın ötesinde karanlık hesapların içerisinde olanlar bilsinler ki terör örgütüyle beraber yok olmaya mahkum olacaklar. Onların da başlarını yine biz ezeceğiz. Sizlerden ricam sandığa giderken cumhurbaşkanı adaylarına, ittifaklara bakıp kendinizin, evlatlarınızın ve ülkenizin geleceğini hangisine emanet edebileceğini bir düşünmenizdir. YSK kesin listeyi açıkladı. Bir tarafta bölücülerin yürü Kemal’i var. Öte tarafta gel Muharrem bulunuyor. Beri taraftakini saymaya gerek bile yok. Tabii bir de ömrünün son 40 yılını belediye başkanı, başbakan, cumhurbaşkanı olarak ülkesine ve milletine hizmete adamış Türkiye’nin demokrasisine ve ekonomisine çağ atlatmış bir kardeşiniz var."

Konuşmanın ardından hak sahiplerine, anahtarları teslim edildi.