Aynı zamanda Konya Çatalhöyük, Eskişehir Küllüoba ve Karaman Topraktepe'de yapılan kazılarda 8 bin 600 yıla kadar uzanan ekmek örnekleri gün yüzüne çıkarıldı.
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre; 2025 kazı sezonunda Tavşanlı Höyük'te bulunan nohut kalıntıları, leblebinin ham maddesi olarak bilinen bu baklagilin Anadolu'daki erken dönem tarım kültürüne işaret ettiğini gösteriyor. Tunç Çağı'nın ortalarına tarihlenen bu buluntular, buğday taneleri, pişmiş toprak kaplar ve gümüş bir saç halkasıyla birlikte ele geçirildi. Ekip üyesi Dr. Doğa Karakaya'nın mikroskobik incelemeleri, bu nohutların o dönemde bölgede tarımın ne kadar gelişmiş olduğunu ortaya koydu.
Aynı höyükte daha önce, 2022 yılında bulunan 4 bin 200 yıllık fındık kalıntılarının ise bölgede doğal olarak yetişen çalı fındığı (Corylus) türüne ait olduğu tespit edilmişti.
Tavşanlı'daki buluntular, Anadolu’nun tarıma dayalı üretim geleneğinin derin köklerine işaret ederken; farklı bölgelerde ortaya çıkarılan ekmek örnekleri ise bu üretimin gündelik yaşama ve inanç sistemlerine nasıl yansıdığını gözler önüne seriyor.
Konya Çatalhöyük’te 8 bin 600 yıllık mayalanmış ekmek kalıntısı bulunurken, Eskişehir Küllüoba Höyüğü'nde yaklaşık 5 bin yıllık ritüel amaçlı pişirilmiş ekmek örnekleri gün yüzüne çıkarıldı. Karaman’daki Topraktepe (Eirenepolis) Antik Kenti'nde ise 1300 yıllık bezemeli arpa ekmekleri bulundu.
Küllüoba’da bulunan ekmek kalıntılarında yapılan analizler; gernik buğdayı ve mercimek kullanıldığını ortaya koydu. Ekmek yaklaşık 140 derece sıcaklıkta pişirilmiş, bir parçası koparıldıktan sonra bereket ritüeli kapsamında yakılmış ve evin arka odasında, eşik kenarına gömülmüş. Bu ritüel, dönemin üretim ve inanç pratiklerinin iç içe geçtiğini gösteriyor.
"Anadolu Binlerce Yıl Önce de Kültürel Zenginliğin Merkeziydi"
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, kazılara ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Bu buluntular, Anadolu’nun üretim geleneğini, inanç sistemlerini ve sofra kültürünü bir bütün olarak gözler önüne seriyor. Bugün nasıl gastronomide Türkiye konuşuluyorsa, binlerce yıl önce de Anadolu aynı bereketin ve kültürel zenginliğin merkeziydi. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak bu köklü mirasın izlerini sürmeye ve geçmişimize ışık tutmaya devam ediyoruz.”